20 Nisan, 2024, Cumartesi
DOLAR32.5095
EURO34.7826
ALTIN2498.1
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Yarın ayın 24’ü..

Yarın “Öğretmenler günü”nü kutlayacağız. Gazi Mustafa kemal Atatürk’ün, gelecek kuşakları emanet ettiği öğretmenlerimizin bugünkü yaşam koşullarının hiçte iç açıcı olmadığı yönünde çeşitli anketler ve eğitim sendikalarının açıklamalarını görmekteyiz.

Eğitim Sendikalarının öğretmenler üzerindeki anketlerine baktığımızda, banka borçları, olumsuz yaşam koşulları ile birlikte binlerce öğretmen adayının atama beklediğini görmekteyiz.

Öğretmenlerimizin aldıkları maaşların, ay sonunu getiremediği olayını bir kenara bırakırsak, yıllarca eğitim ve öğretim alanında beyinler yetiştirmiş sonunda emekliye ayrılmış öğretmenlerimizin de yaşam koşulları ayrı bir sorun olarak görülmektedir.

Bir de sözleşmeli öğretmenlerimiz varki, onların yaşamı daha da düşündürücü olsa gerek.

Günümüzde asgari ücretlilerin ayrı sıkıntıları bulunurken, çocuklarımızı emanet etiğimiz ve gelecek kuşakları yetiştirecek olan öğretmenlerin morallerinin düzgün ve sağlıklı olmaları önem taşımaktadır.

Derse giren öğretmenin aklında; ev kirası, banka borcu, çocuğunun eğitimi, yol parası, gıda, giyim, sağlık, elektrik ve su, telefon, ısınma gibi aylık harcamalarını düşündüğümüzde aldığı maaşının ay sonunu çıkarıp çıkarabilmesi için bu moralle derste başarılı olup olmayacağı düşündürüyor insanı.

Aileler evlerinde çocuklarına güler yüz, tatlı dil gösteremeyecek kadar ekonomik ve sosyal sıkıntılar yaşarken, okula gönderdikleri çocukları ile derslerinde öğretmenler onlarca çocuğun sorunları ile uğraşmak zorunda kalıyor. O kadar çocuğun ayrı ayrı sorunları bulunurken, bir de öğretmenin kendi sorunlarını eklediğimizde eğitim ve öğretimde verimlilik bekleyebilmemiz için, öncelikli olarak burada öğretmenlerimize yaşayabilecekleri maaşların verilmesi önem taşıyor.

Öğretmenlerin gündelik olarak gazete okumaları, belli zamanlarda kitap okumaları, sinemaya ve tiyatroya gitmeleri de eğitim ve öğretimin verimliliği açısından önem taşımaktadır.

Aylık zorunlu harcamalara baktığımızda öğretmenlerin aldıkları maaş ile tatil yapabilmeleri, sinemaya gidebilmeleri, günlük gazete alabilmeleri sadece ümit olarak kalabiliyor.

Öğretmenlerimizin temiz ve ütülü giysiler giyebilmeleri, erkeklerin saç ve sakal traşlarının düzgün olabilmesi, kadınların bakımlı olabilmelerini de bu yaşamı içerisine kattığımızda aldıkları paranın ne kadar olabileceğini düşünmek gerekiyor.

Günümüzde ailede bir kişinin çalışabilmesi ile yaşayabilmek çok zor. Asgari ücretle çalışan bir kişinin ev kirasından başlamak üzere aylık zorunlu masraflarını hesap ettiğimizde işin içinden çıkılması çok zor.

Öğretmenlerimizin aylık giderlerini hesap ettiğimizde; ev kirası, elektrik ve su, telefon, okuluna gidiş-gelişi, giyim-kuşam, çocuğunun okul giderleri ve benzeri masrafları bu günkü koşullarda düşündüğümüzde eline geçen paranın yetmeyeceğini ortaya çıkacaktır.

Alınan maaşın yetmemesi durumunda borçla yaşamaya çalışan öğretmen, bir sonraki maaşını aldığında evine ulaşamadan cebinde eriyip gider duruma gelecektir.

Bir öğretmenin gazete ve kitap okuması, sinema ve tiyatroya gitmesi, ay içerisinde eşyalarından birinin arızalanması halindeki tamir masrafını da hesabın içerisine kattığımızda bu koşullarda yaşayan eğitimcinin ne derece çocuklarımıza verimli olabileceğini düşünmek gerekiyor. Öğretmenlerimizin günlerini şimdiden kutluyorum. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar