25 Nisan, 2024, Perşembe
DOLAR32.5744
EURO35.0234
ALTIN2425.3
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Yağmurlar başladı

   Sonbaharın gelişi yağmurların yağışı ile kendini göstermeye başladı. Aylardır yağmuru özlemiştik, bölgemizde bu aylarda yağmurların yağmaya başlaması demek, kış mevsiminin de ilk günleri anlamına gelmektedir.

Yaz aylarının tozundan ve insanların yollara attıklarından kirlenen sokaklarımız, hele de maske ve eldivenler bu yağmurlarla biraz olsun kanallara akarak gözden kaybolur diye düşünüyorum.

Dün geceden itibaren başlayan sağanak ve gök gürültülü yağmurun birkaç gün süreceği belirtiliyor.

Bu arada kentteki esnafların bazıları sağanak yağmur ve beraberinde oluşacak sel sularından endişe duymaya başladı. Kış aylarında ne zaman sağanak yağışlar görülse bazı caddelerdeki esnafın işyerleri sel suları altında kalıyor. Hatta bazı mahalle aralarındaki sokaklarda bile sel sularından geçilmiyor. Bazı anlar oluyor ki, itfaiye ekipleri bile yetersiz kaldığı oluyor.

İnsanların tek beklentisi ise sağanak yağışların doğal afetleri de beraberinde getirmemesi olarak görülüyor.

Kış aylarında bazı dağ köylerimizin yollarında çökmeler, kar düşen köy yollarında kapanmalar yaşanıyor. Bu tür olaylara alışkın olan insanlarımız mevsimin getirdiği olaylar olarak düşünüyorlar.

Kent merkezinde, yani çarşı içerisindeki esnaf böyle düşünemiyor elbette. Araçlar yollardan, yayalar kaldırımlarda yürüyemez durum yaşandığı anlarda, bir de esnafın işyerlerini sel suları basmışsa perişanlıklar izleniyor.

Çarşı merkezi veya mahalle aralarındaki sokaklarda sel suları nedeniyle su baskınları yaşandığında akla ilk gelen alt yapı sorunu olarak dikkat çekiyor.

Sel baskınlarında işyerleri veya evleri zarar gören vatandaşları mı suçlayalım şimdi!?

Hani İzmir depreminde evlerini sağlam yapmayan vatandaşlar suçlanıyordu ya. Dün bir TV kanalında izledim, konuşmacı o kadar rahat konuşuyordu ki; “Bir evin ömrü 50 yıl, depremde hasar görmesini istemiyorsanız her 50 yılda bir evinizi yıkıp yenisini yaptığınız zaman zarar görmezsiniz!”diyordu.

Oh ne ala dedim onu dinlerken! Vatandaşımızın ekonomik durumu iyi de, her 50 yılda bir evini yıkıp, yenisini yapacak!

Peki onu böyle kabul edelim! Hükümetler her deprem sonunda vatandaşın sırtına “Deprem vergisi” yüklerken, bu paranın nereye harcandığı konusunda bilgilendirme yapıyor mu? Bu toplanan paralar depremzedelerin sorunlarının çözümünde harcanmayacaksa ne için toplanıyor!?

Vatandaş olarak verdiğimiz vergilerin kalemlerini inceleyin. Bu vergilerin biriktiği yerdeki toplamını düşünelim, ayrıca her depremde ayrıca bir vergi geldiğini de aklımıza getirelim.

Elektrik faturalarındaki vergi kalemlerine bakalım, görevlinin sayaç okuması için bile ücret alınırken, Allah aşkına sayaç okunmadan kaç kilovat elektrik kullanıldığı hesap edilebilir mi? Bunun için de ücret alınan bir ülkede yaşıyoruz….

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar