26 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.532
EURO35.0123
ALTIN2437.9
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Vijdanlı olabilmek!

Soma’nın acısını hala yüreklerimizden atamamışken, ileri-geri yorumlar getiren insanları gördüğümde akıllara durgunluk gelmemesi olası olmuyor.


Soma’daki maden ocağının sahibinin siyasi görüşünü söyleyenler veya iktidara yakınlığını konuşanlar gibi değişik yorumlar duyuyorum.


Bırakın hangi siyasi görüş veya partiden olursa olsun. Elbette o kişinin de bir görüşü veya desteklediği parti olacaktır. Biz buradaki yaşamın özüne bakmak zorundayız, olayları sulandırmaya gerek yok. Hele de günden değiştirmek için yeni olayların oluşturulmasına zemin hazırlamak hiçbir zaman iyi sonuç ortaya çıkarmaz.


Bu madenin sahibinin önce insanlık erdemi olarak, vijdanının yanında çalıştırdığı işçilerin yaşamlarına karşı ne kadar duyarlı olup olmadığı önemlidir.


Bir işveren çalıştırıp, onun emeğinin ürünlerinden para kazanıyorsa üzerinden para kazandığı işçisinin de yaşamını ve sağlığını düşünmüyorsa asıl önemli olan taraf burası olmalı.


Herkes bir yerde çalışıyor, bir amiri vardır veya sorumluluk taşıdığı görevlerin hesabını verebileceği üst makam vardır.


Çalışan işçi işine ve işyerine ihanet içerisinde değilse, işini zamanında ve temiz yapıyorsa, işverenin de o çalışan insanın emeğini zamanında vermesi ve sağlığı ile ilgilenmesi önem taşır.


İşveren işçisinin sağlıklı yaşayabilmesini takip etmediği zaman, işçisi de hizmetler sırasında gerektiği gibi çalışmadığı zaman işler ağır-aksak ve hatalı olabilir diye düşünmek gerek.


Siyasi görüşü veya partisi ne olursa olsun, önce insan olmak önemlidir dedim.


Bakınız Osmaniye’den sizlere örnek vereyim. Bu işveren Üniversite mezunu, siyasi görüşü bence önemli değil. Çünkü “işçisine karşı sağlıksız hareket edenlerin hepsi aynı siyasi görüştendir” diye bir iddia yanlış bir anlayıştır.


Bu işverenin yayında 6-7 kişi çalışıyor, bunlar 08.00- 18.00 saatleri arasında hizmet veriyorlar.


İşyerinde çalışanların öğle yemekleri kendilerine ait, ama işyerinin dışına çıkmamaları koşulu ile. Bu işyerinde çalışanlardan ve ayda 400 Tl alan biri, saat: 15.30 sıralarında rahatsızlanıyor. İşveren bunu gördüğü halde, “geçer!”sözleriyle geçiştirmeye çalışıyor.


Haftada 100 Tl’ye çalışan bu işçi; günlük bir döner dürümü yemiş olsa, 6 iş gününde 21 Tl para ödemesi gerekiyor.Aynı işçi işyerine dolmuşla geliş gidiş yaptığını düşündüğümüzde bu rakam da 21 Tl yapıyor. Yemek ve dolmuş parası haftada 42 Tl olan bu işçinin elinde 58 Tl kalıyor. Ay sonunda ise elindeki toplam paranın 232 Tl olduğunu görüyoruz.

 
Bu insanın başka giderleri yok mu? Kirada oturuyorsa elinde kalan paranın tamamını kiraya verse, Osmaniye’de 300 Tl’den aşağıya kiralık ev olmadığına göre sonucunu hesap edin.


Yeniden rahatsızlanan işçiye dönelim. İşçi dayanamaz işverenin yanındaki yetkili birinden izin isteyip evine gider. Saat: 18.00 yerine 15.30’da rahatsızlığı nedeniyle işyerinden izin alarak çıkan işçi, ertesi günü işverenden söz duyar. İzin veren yetkilinin sözlerine rağmen, işveren o kadar kendinden yana vijdanlıdır ki, işçisinin rahatsızlanıp izin almasına tahammül bile edemez.


Şimdi başa dönelim. Böylesi bir işverenin siyasi görüşü şu veya bu olmuş ne fark ediyor? Önce insan olabilmek önemlidir, olaylar karşısında yeni olaylar oluşturmak ve gündemi değiştirmek için yorumlar yapmak yerine, Hak, Hukuk ve Emek kavramını vijdanlarınızdan atmadan görüşlerinizi bildirmelisiniz. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar