25 Nisan, 2024, Perşembe
DOLAR32.5278
EURO34.981
ALTIN2425.0
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Ulusal Egemenlik

Anlamı ve açılımı sayfalara sığmayacak kadar geniş ve uzun olan bir tümce; “Ulusal Egemenlik”


Ulusun egemenliği, özgürlüğü, yani bağımsızlığı anlamını taşıyan bu tümcenin ardına bir de “Çocuk Bayramı” tümcesini eklediğimizde bu kez anlam daha da zenginlik  ve önem kazanıyor.


Çocuk, yeni doğan bebeğin gelişmekte olan dönemi. Yani insanın kendisini tanımaya başladığı, beyninin en çalışkan hali çocukluk döneminde fark edilir. Bir insanın Çocukluğunda aldığı terbiye, fikir, yaşam biçimi gençlik ve yetişkinlik dönemlerine önemli ölçüde etki eder.


Bu nedenle dünya ülkeleri arasında sadece Türkiye’de çocuklara armağan edilen “Çocuk bayramı”nın önemini iyi kavramamız, bununla birlikte bu bayramın tam adını söylerken verilen sosyal ve toplumsal mesajı da iyi anlamamız gerekiyor.


Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’i kurduktan sonra TBMM’nin açılış gününü unutturmamak ve önemini vurgulamak adına dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan bir bayram günü ilan etti.


“23 Nisan Çocuk bayramı” adı verilirken Cumhuriyet’in önemi vurgulanıyor, gelecek süreçte ilerlemeyi, kalkınmayı ve gelişen Türkiye’yi anımsatmaya çalışıyordu.


Bugün kutlamakta olduğumuz, “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı”nın önemini kavramak ve anlamak için önce Cumhuriyet öncesine bakmak gerekiyor.


Osmanlı’nın son günlerine, Emperyalist güçlerin ülkemiz topraklarını işgal ettiği günlere, sonrasında yurtsever insanların birleşerek “Kurtuluş Savaşı” günlerine bakmak gerekiyor.


Çok zor koşullarda verilen mücadelenin ardından kazanılan “Kurtuluş Savaşı” Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurulması, yeni TBMM’nin oluşumuna bakmak gerekiyor.


Ardından, savaştan çıkmış bir milletin ve yeni kurulmuş devletin çalışmalarına bakmak gerekiyor. Demiryolları, Şeker fabrikaları ve diğer sanayi kuruluşlarının hızla kurulmaya başladığı süreç.


Ulusal bağımsızlığı olmayan ülkeler, başka ülkelerin sömürgesi olarak kendilerini geliştirmek yerine, sömürüldükleri için sürünerek yaşama mücadelesi içerisinde kalırlar. Elleri her zaman mahkumdur kendilerini sömüren emperyalist güçlere karşı.


Bu nedenle bugün kutlamakta olduğumuz Bayramın sadece adını söylemek yerine anlamını da iyi düşünmek zorundayız.


Bugünlere gelindiğinde; bağımsızlığımızın nerelerde ve ne düzeyde olduğunu araştırıp incelememiz gerekiyor. Çocuklarımızın bugünkü durumlarının nerelerde olduğunu düşünmemiz gerekiyor.


Çocuklarım için armağan edilen bir bayramın kutlandığı bugün; uyuşturucu yaşının 14’lere kadar indiğini duyduğumuzda yüreğimiz sızlıyor. Dilenen ve dilendirilen çocuklar, kağıt toplayan çocuklar, kaçırılıp tecavüz edilen ve ardından da işkence edilerek öldürülen çocuklar. Akşamları aç yatan çocuklar, soğuklarda uyumaya çalışan çocuklar. Ve henüz yaşları 14-15 olan çocuk yaştaki kızların evlendirilmesi ya da fuhuşa sürüklenmesi. Bu tür örnekleri saymakla bitiremeyiz. Asıl sorun böylesi bir günde çocuklarımızın sorunlarının masaya yatırılıp tartışılması önem taşımaktadır.


“Çocuklara kıymayın efendiler” Onlar ki geleceğimizin teminatı, ülkemizin birer yöneticisi olmaya aday küçüklerimizdir. Bayramları Bayram ola… Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar