Görmek, gördükleri ile yaşamak, yaşamı dile getirebilmek veya gördüklerinde düşündüklerini anlatmak…
Görüş ve düşüncelerin yazılı, görsel ve sesli olarak anlatılmasında insanların ne kadar rahat olabildikleri her zaman tartışılan olaylar olmuştur.
Bazı ülkelerde “Düşünce özgürlüğü” olarak isimlendirilen bu olayla ilgili, raporlar hazırlanır, veriler açıklanır.
Özellikle “Basın özgürlüğü” üzerine yapılan bu tartışmaların arasında; “şair, Yazar, çizer” insanların çoğunlukta olduğu bilinmektedir.
Eleştirilen ve tepki alan ülkelerin yöneticileri ise çoğu kez olayları farklı şekilde yorumlayarak işin içinden çıkmaya çalışırlar.
İnsanların haber alma, düşündüklerini dile getirebilmek için değişik yöntemler kullanılmasındaki “özgürlük” anlayışı da her zaman tartışılan olaylar olmuştur ve olmaya da devam etmektedir.
Ekonomik yaşantılar da insanların daha rahat yaşayabilmelerinin önünde bir engel olarak bilinir. Ekonomik yönden geliri iyi olamayan insanlar; gazete veya kitap okumaktan, sinema veya tiyatroya gitmekten uzak kalırlar.
Maddi durumun iyi olmasının önemini hepimiz yaşarken bilmekteyiz. Elbette her insan rahat ve mutlu yaşamayı ister ama bunun da mücadelesini verebilmek için çeşitli yollara başvurur.
Duygu, düşünce ve görünen olayların dile getirilmesi olayında medyanın bir araç olduğunu bilmekteyiz.
Hangi ülkede olursa olsun, medyanın iktidardan yana kalemini kullanması ile, iktidarın uygulamalarına karşı kullanılan kalemler arasında farklılıklar görülmektedir.
İnsanlar okudukları bazı gazete veya dergileri, kendilerini anlatıyor gibi sansa bile, bazı anlarda “muhalif” gibi görünen yayınların, iktidara hizmet ettiği yorumları da yapılabilir. Bu düşünce bazı anlarda “muhalif” gibi görünen siyasi parti sözcüleri için de düşünülebilir.
Gazeteci İsmail Saymaz, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda; “Sözcü ve Korkusuz” gazetelerinde bazı yazarlar ile 40 kadar editör, sayfa sekreteri ve teknik elemanların işlerine son verildiğini duyurdu. Gerekçesi ise “ekonomik sebepler” olarak gösterilmiş.
Türkiye’de günlük satışı önemli derecede olan ve okunan gazeteler arasında yer alan “Sözcü” gazetesinin Köşe yazarları ve önemli çalışanları ile yollarını ayırmasının altında sadece “ekonomik” nedenlerin yattığı sözü doğru ise eğer, bundan sonra sıkıntıların diğer gazetelere de sıçrayabileceği düşünülebilir.
TRT Haber spikeri Deniz Demir’in, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını anarken, “Bizi ümmet olmaktan çıkarıp birey olma bilincini armağan eden” sözlerini kullandığı gerekçesi ile görevden alınması olayı tartışılıyor.
Bu konuda AKP MKYK üyesi Mücahit Birinci’nin sözleri ise “Gereği yapıldı” şeklinde oluyor.
Kurumsal anlamda bir kusur yapılmış ve görevli hakkında bir işlem yapılmışsa bu konuda açıklama yapması gerekenin “Kurum” yetkilileri olduğunu düşünüyorum.
Konuştuklarınıza, yazıp çizdiklerinize, hatta gözlerinizle bakıp gördüklerinize bile dikkat etmeniz yaşayabilmek için önem arzediyor.
Yorum Yazın