Gazetemizin bu sütununda yazdığım konu ve olaylarla ilgili. Baçı anlarda önerilerimde olmuştur. Şimdi özellikle okurlarımdan rica ediyorum; Okuduklarınızı anlayın ve kendiniz yorumlayınız! Başkalarının aklı ile hareket etmek yerine, önce kendiniz olmalısınız!
Ülke olarak zor bir süreçten geçmekteyiz, bunu en tepedekiler bile söylerken, vatandaş olarak hala anlayamıyorsanız, gelecekte torunlarınız arkanızdan iyi sözler söylemeyecektir!
Günü kurtarma veya koltuğunu koruma adına yapılan çalışmalar ile, geleceği düşünmek farklı olaylardır. Bu iki farkındalığı anlamak zorundayız.
Haberlerini okumuş veya izlemiş olmalısınız. Amerika’da yaşayan İskender Erol Evrenosoğlu 86 yaşında, ölümünden 5 gün sonra cenazesi Türkiye’ye ve Bursa iline getirildi. Kendisini “Peygamber ilan edip, Allah’tan vahiy aldığını iddia eden bu zatın Bursa’daki cenaze töreninde özellikle “kadınların” gözyaşları deyim yerindeyse sel olup aktı!...
Cenaze törenine binlerce katılım olurken, Amerika gibi, İslam ülkesi olmayan yerde “kendisini Peygamber ilan eden” kişi ile ilgili araştırma veya inceleme yapıldı mı!?
Benim öğrendiğimi bilgilere göre, son Peygamber Hz.Muhammet olarak öğrendim. Bundan sonrasında kendilerini “Peygamber veya Mehdi” olarak tanıtanlarla ilgili olarak, ülkeyi yönetenler eylemleri karşısında ne gibi yaptırım uygulayabildi!?
Atatürk’ün “Laiklik ilkesi” üzerine yapılan tepkilerin vatandaşa yanlış anlatılması ise başlatılan emperyalist kültür, bizleri bu günlere getirdi!
Siyaset; söz vermek, yapamayabilmek, iddia etmek veya yapmamak üzerinedir. Din ise; koşullarının yerine getirilmesini sağlar. Din ile siyaseti birbirine karıştırdınız zaman, insanları; inançlarından ve yurtseverliklerinden soğutabilirsiniz!
Önceki gün bir gazetede okuduğum haberi sizlerle paylaşmak istiyorum. “CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, iktidara böyle seslendi: Domuz eti yemekten korktuğunuz kadar, kul hakkı yemekten korksaydınız, bu ülke bu hale gelmezdi!.”
Değerli okurlarım, beni sevmeyebilirsiniz! Ne için veya ne diye sormayacağım! Ama kulaklarınıza ‘küpe’ olması açısından vereceğim notları aklınızın bir kenarına yazıp, yıllar sonrasında yani ben öldükten sonra anımsamanız için yazacağım.
Filistin halkının yaşadıkları zor günleri, İsrail tarafından uygulanan şiddet ile terör olaylarını izliyorsunuz! Çin’deki Uygur Türkleri ve Müslümanlara karşı yapılan “zulüm” olaylarını da izliyorsunuz!
Bunun yanında; Suriye’deki Türkmenler için ve sınırlarımızdaki terör örgütleri için savaşıyor, şehitler veriyoruz.
Ülkemin en önemli topraklarının satışında ise yabancı ülke uyruklu kişiler tapularına kavuşuyor. Ege Bölgesindeki deniz kıyıları, İstanbul ve Karadeniz Bölgesindeki önemli yerlerde arsa veya konut alan yabancı uyruklu insanların gelecekte ülkemizde bizleri ‘dışlamak istemesi’ olayı ile ilgili neler düşünüyor sunuz?
Bu bir tarihi nottur; BOP eşbaşkanı’nın son süreçleri yaşanırken, Oğlum-Kızım kendine dikkat etmelisin! Atatürk’ün sözlerini anımsa; “Ey Türk gençliği… Muhtaç olduğun kudret. Damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”
Atatürk’ün adını silmeye çalışanların bu sözlerini de benimsemedikleri sürece, geleceğimiz”haraptır!” saygılarımla…
