160x600
18 Nisan, 2025, Cuma
DOLAR34.0692
EURO37.7489
ALTIN2730.4
Serpil Kaya

Serpil Kaya

Mail: [email protected]

Toplumda Engelli Algısı

 “Engelli” tanım olarak yaralanma ya da fiziksel veya zihinsel bir rahatsızlık nedeniyle bazı hareketleri, duyuları veya işlevleri kısıtlanan kişi anlamına gelmektedir.

Ama söz konusu yaşamın içindeki algı ise, bu tanım daha ağır ve kronik bir tezahürü gerektirmektedir maalesef.

Şöyle ki; bizim toplumumuzda engelli ya tamamen yatağa bağımlı, ya da tekerlekli sandalye, baston vb. teçhizatlarla ve diğer insanların yardımını almak suretiyle günlük yaşantısını sürdüren birey algısı oluşmaktadır.



Elbette öyledir de. Ama benim burada bahsetmek istediğim, daha derin bir detay. Engel derecesi (İlgili devlet hastaneleri ve sağlık kuruluşlarından alınan sağlık kurulu raporunda) ibraz edilen ve engel derecesini ve içeriğini gösteren raporunda engel derecesi, ağır engelli bireylerin derecesinden nispeten daha düşük olan (% 40-%70 arası) engelli bireylerimizin toplumsal yaşantıda karşılaştığı güçlüklerden bahsetmek istiyorum biraz da.

İster görme, ister işitme, ister fiziksel ve ruhsal diğer rahatsızlıklardan muzdarip olan arkadaşlarımız,  maalesef toplum içinde diğer ağır engelli vatandaşlarımızdan daha fazla zorluk çekmektedirler. (Algısal olarak)
Fiziksel yada ruhsal yeterliliği müspet seviyede olmayan bu vatandaşlarımız ,engelli olmanın getirdiği haklardan tam olarak yararlanamayabilmektedirler.. Burada bahsettiğim kanuni hakları değil, toplumsal hayatta karşılaştıkları algı boyutunun yetersizliği nedeniyle muzdarip oldukları durumlardır.

Örneğin tamamen görme yetisini yitirmemiş bir birey, gözlük, kontakt lens, göz içi mercek vb. teçhizatlarla hayatını idame ettirmeye çalışırken, var olan görme yetisinin yetersizliğinin  dış algılar (insanlar, toplum) tarafından tam olarak anlaşılamaması nedeniyle  pek çok fiziksel yada sözlü rahatsız edici tutumlara maruz kalabilmektedir.

Toplumumuzda görme engelli, tamamen görmeyen, ışığı dahi fark edemeyen,eli beyaz bastonlu,siyah güneş gözlüklü bir karakter olarak algılanmaktadır. Dolayısı ile görme yeteneği nispeten kaybolmamış bir birey,kendisi bunu her ne kadar sözle ifade etse ve belli etse de ,maalesef kabul görmemektedir yahut kabul görmekte çok zorlanmaktadır.

* Kör müsün! Görmüyor musun!?.
* Herhangi bir yazıyı ya da tabelayı okuyamayıp yardım istediğinde tuhaf bakışlara maruz kalabilme. göremediğini ifade ettiği halde karşısındaki kişiyi ikna edememe.

Engelli kartı ile toplu taşıma aracına bindiğinde,tuhaf gözlerle ona bakılması ve ''Senin neren engelli?!'' tarzında sözlü tacizlere maruz kalma ve toplum içerisinde rencide olma…
En başta gelen problemlerindendir.

Bu turum ve davranışların temel sebebi toplumda empati yeteneğinin gittikçe azalması ve insanların bananecilik, vurdumduymazlık kalıpları arasında sıkışıp kalmış olmalarıdır.

Benim başıma gelmez,  ya da  ben mi düşüneceğim, ben mi kurtaracağım? gibi ne yazık ki hiç bir vicdana hiç bir sıfata sığmayacak ölçüdeki yabancılaşma bu durumun sebebiyetçisidir.

Gelelim engellilerin (toplum hayatına kazandırılmaları  amacıyla) çalışma sektöründe, iş istihdamı başvurusu sırasında karşı karşıya kaldıkları zorluklara:

Biliyorsunuzdur belki; Özel sektör ve kamu sektörü kendi bünyesinde %3 engelli personel çalıştırma mecburiyetindedir.

Gel gelelim, özel sektörde bu durum bir engelli personel adayı için hiç de kolay  ve adil bir süreçte işlememektedir. (İstisnalar kaideyi bozmaz)

İş başvurusu yapan engelli bir bireyden engel derecesine bakıldığında gerçekten de çok zor şartlar öne sürülmektedir. başvuru sırasında.

Normal bir bireyin bile elde etmekte zorlanacağı türden eğitimler, sertifikalar, özel şartlar engelli bireylerden istenmektedir.

Bu şartları daha minimum düzeyde isteyen kuruluşlar da vardır elbette. Ama neden bahsettiğimi anlamanız için bir kaç özel firmanın (ismi hiç önemli değil) engelli ilanlarına bakmanız yeterli olacaktır.

Durum böyle olunca da ''engelli istihdamı'' tam olarak hayata geçirilebilen bir proje olmaktan çıkmaktadır.

Bunun aksini uygulayan kuruluşlar da elbette vardır. Temennimiz bu firmaların ve kuruluşların artması, engelli bireylerimizden daha kolay şartların istenmesi, mümkün olduğunca hayatlarını daha kolay idame ettirebilmeleri için el birliğiyle tüm vatandaşlarımızın onlara yardımcı olmasıdır.

Bahsettiğim sıkıntılar tüm engel gruplarında yaşanan problemlerdir.

Devlet tarafından engelliler için belirli periyotlarla ödenen engelli maaşlarının da günümüz sosyo- ekonomik şartlarında daha da iyileştirilmesi gerekmektedir.

Tek başına hayatını idame ettirmek zorunda kalan bir engelli vatandaşımız için bu ücretler maalesef düşük kalmaktadır.

Derecesi ne olursa olsun, tüm engelli arkadaşlarımız, kardeşlerimiz daha refah, daha aydınlık ve daha yaşanılır bir hayatı hak etmektedirler.

Unutmayalım ki, hepimiz birer potansiyel engelli adayıyız.

Aklımızın ucundan bile geçmeyen bu durum, bir gün bizim kaderimiz olabilir.

Empati ve sevgi ile tüm zorlukların aşılması dileğiyle...

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar