Cumhurbaşkanı Erdoğan son konuşmasında Türk Lirası kullanımının yaygınlaşmasını istedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TL kullanımının yaygınlaştırılması, yabancı para biriminin iç piyasada fazla kullanılmaması görüşü yerinde alınmış bir karar.
Ancak, otoyol, köprü, hava yolu ve benzeri yerlerin yüklenici firmalarına ödenen “garanti” neden dolar bazında yapıldığı gündeme geliyor.
Başından bu yana karşı çıktığım “garanti” olayı, bir başka uygulamasının da dolar bazında olması ile ekonomimizi sarstığı gerçek.
Bir zamanlar “Türk parasını koruma kanunu” vardı. Bu kanun günümüzde uygulanıyor mu?
Yabancı ülkelerden gelenlerin o ülkenin para birimini sadece Ziraat Bankasında Türk lirasına çevirebildikleri, bunu da yabancı ülkeden geldiklerini kanıtlamaları ile yapabildikleri günleri anımsayın.
Turgut Özal döneminde yabancı para birimi Türkiye’de rahatlıkla kullanılabilir hale getirildi.
Hatta yabancı ülkelerden getirilen sigaralar insanların ceplerinde bulunduğu zaman bile ceza uygulanabiliyordu. Yabancı sigarayı cepte taşımakta yine ANAP döneminde serbest hale getirildi.
Bu olayın iyi mi, kötü mü olduğunu burada tartışmayacağım. Ama geldiğimiz süreç içerisinde bugünkü ekonomik anlamda dışa bağımlılığımızdaki yaşananların yol haritasına bakmak gerekiyor.
Dünyada yaşadığımıza göre, bir parçası olarak ayrı kalamayacağımız bir gerçek ama, ayağımızı da yorganımıza göre uzatmanın da bir önlem olduğu gerçektir.
Şimdi gündem TL’nin öneminin kavranmış olması ve yabancı para birimlerinin Türk lirasına dönüştürülmesi süreci başlatılıyor. Bu konuda ne derece başarılı olunabilir bunu zaman gösterecektir.
Yabancı para birimi karşısında Türk lirasının değer kazanmasını istiyorsak, öncelikle ihracatın artırılması, ithalatın azaltılmasıdır.
Topraklarımızda üretilmesi kolay ve bol olabilecek ürünleri bile ithal eder hale geldiğimizde, düştüğümüz hatayı öncelikle bulmak zorundayız.
İthal ürünleri dışarıdan getiren firmaların kimler olduğunu takip etmek ve bunların iktidarla ilişkilerini araştırmak gerekiyor.
Bu ülkede ithal ürünleri yurdumuza getiren firmaların sayıları bir elin parmakları kadar ise eğer burada farklı olayların yaşandığı ortaya çıkmaktadır.
Bir zamanlar yurt dışından ithal yerfıstığı tohumu getiriliyordu. O zamanlar tarım ürünlerinin yurt dışından getirilmesine yer fıstığı üreticileri karşı çıkmıştı.
Yıllar sonrasında tarımsal ürünlerimizdeki tohumların çoğunluğu İsrail’den ithal edilmeye başlandı.
Süreç içerisinde sadece tohumlar değil, buğday, mısır, nohut, saman, sonrasında Ayçiçek yağını ithal etmeye başlar olduk.
Dışarıdan aldığımız her ürün için dolar ödeyerek TL’yi sadece iç piyasada kullanır olduk.
Bu süreç sona ermeli, bir şekilde Cumhurbaşkanı’nın sözleri özenle ülkemizde her kesimde uygulanmasına çalışılmalıdır.
Yorum Yazın