Kirlenmek ya da kirletmek hiçbir zaman olumlu bir davranış olarak karşılanabilir mi!?
Bir tv reklamında deterjan reklamı yapılıyor, “Kirlenmek güzeldir!”tümcesiyle sunuluyor.
Kirlenmek güzel olur mu, ama o deterjan firmasının bir türlü tüketicinin ilgisini çekmek için kullandığı tümce olarak yorumlamak gerek.
Benim anlatmak istediğim tv’deki deterjan reklamındaki “kirlenmek” olayı değil, insanlarımızın çevreyi kirletmedeki sorumsuzlukları.
Bugün ve yarın piknik alanları yine dolacak. Çocuklar ve aile bireyleri deniz kıyısına veya ormanlık alanlarımızdaki piknik yerlerine gidecekler. Serinleyecekler, dinlenecekler ve stres atacaklar. Stres atmaları güzel ama, o stres atan insanların atıklarını da yerlere atmaları çok yakışıksız olmuyor mu!?
İlgili ve yetkililerin Osmaniye’nin çevresindeki piknik ve mesire alanlarında bir takım uyarıcı önlemler almalarını yıllardır öneriyoruz. Karaçay vadisi üzerindeki Belediye’nin piknik ve mesire yerinde yeterince çöp bidonları olmasına rağmen, insanlarımız yine de atıklarını yerlere bırakıyorlar! Bu çirkin davranış kentimize hiç te yakışmıyor.
Buradan biraz yukarılara doğru çıkalım, Çürüktaş ve çevresi oturulacak gibi değil! Atıklar ve kirlilik yönünden bir utanç verici durumda diyebilirim.
İnsanlarımızın kendi temiz bırakmaları ile kendilerinin temizlemeleri kadar daha sağlıklı bir davranış olamaz. Görevli temizlik elemanları her ne kadar arada bir temizlemiş bile olsalar, insanlar oturdukları yerleri yeniden kirletmeyi sürdürdükten sonra temizlemek bir şeye yaramaz!
Zorkun yayla yoluna doğru çıkıyoruz, çevre kirliliği yine hat safhada. Çirkin görüntüler il dışından gelenler için hiç te hoş bir görüntü göstermiyor!
Ne yapmalı diye düşünüyoruz, oturdukları yerleri temiz bırakmayanlar, yeniden geldiklerinde kirli bulanlar o çirkin görüntü karşısında nasıl tavır içerisine girdiklerini düşünebiliyorlar mı?
Daha önceki sayılarımla gündeme getirdiğim gibi, mesire alanları ile piknik alanlarımızın denetlenmesi ve piknik yapan ailelerin uyarılması yönünde bir çalışma yapılmalıdır. Görevli kişiler el broşürleri ile uyarı yapabilecekleri gibi, sözlü olarak ta aileleri uyarabilirler.
Bu konuda görevlendirilecek personele hem bir ekmek kapısı sağlanmış olur, hem de piknik ve mesire alanlarımızın temiz kalmasını sağlamış oluruz.
Ormanlık alanlarımıza bırakılan atıkların türlerine göre doğada yokolabilme yıllarını burada anlatmaya gerek yok sanırım. Ayrıca cam atıkların güneşte mercek görevi görmesi suretiyle yangınlara neden olduğunu da anımsatmakta yarar görüyorum.
Allah aşkına! Eşiniz otomobili çalıştırıncaya kadar, çocuklarınızla birlikte 5-6 dakikalık bir sürede bıraktığınız atıkları toplayabilir, bir poşete koyarak yolunuzun üzerindeki en yakın çöp bidonuna atabilirsiniz!
Bu zor bir olay mıdır!?
Temizliğin “İmandan” geldiğini söyleriz, piknik alanları ile mesire yerlerimizi kirletenlerin “imanlarından” kuşku duymak zorunda bırakmayın insanları!
Temiz toplum olabilmenin öncelikli koşulu, doğayı ve çevreyi temiz tutmaktan başlar. Eğer çevremizi temiz tutmuyorsak, kirliliklere göz yumuyorsak, toplumsal alanda da “sağlıklı, dürüst ve iş bilen” insanları bulabilmek zorlaşır.
Hafta sonu piknik yapmaya gidenler, lütfen doğamıza sahip çıkalım ve oturduğumuz yerleri temizleyip ayrılarım. Saygılarımla…
