19 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.5741
EURO34.6794
ALTIN2501.8
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Teker dönüyor mu?

İki arkadaş yıllar sonra karşılaştıklarında hal hatır sorduktan sonra, emeklilik sürelerini de hemen arkasından eklerler.

Biri emekli olmuştur, diğeri emekli olmamışsa eğer, can sağlığı dilerler birbirlerine.

Bizim yörede henüz emekli olmamış, hala çalışan insanlara ise; “teker dönüyor mu, sen ondan haber ver” derler.

Tekerin dönmesi demek, yaşamın normal olup olmadığını anlatmaktır. Bu sözcük aslında çok konuyu kapsar. Tekerin dönüp dönmediğini sormak, aile yaşamından, iş yaşamına, ekonomik ve sosyal olarak tüm yaşamı kapsamaktadır.

Özellikle de dar gelirli insanlar birbirleri ile karşılaştıklarında ‘şükür’ anlamında tekerin dönüp dönmediğini birbirlerine sorarlar.

Ekonomisi iyi, işleri tıkırında olanlar ise başları dik, gözlerini parlatarak yaşamlarının güzelliklerini karşısındaki insana anlatmaya çalışır.
Böylesi kişilerin çoğunlukla havada bulup, tavada yiyen kişilerden olduğunu biraz araştırırsanız anlarsınız. Böylesi insanlar için haram dı, çalıp çırpmaktı doğal görülür. Ama başkalarına ise akıl vermeye kalkarlar, hatta birkaç dini sözlerle dürüstlükten sözettikleri gibi Cuma namazlarında ön saflarda olduklarına da rastlayabilirsiniz.

Böylesi kişilere, “bu ne perhiz, ne lahana turşusu” demek gerekiyor.
Geçtiğimiz günlerde anlatmıştım, hırsızlık sadece birilerinin eşyasını çalmak anlamına gelmemeli, başkalarının haklarını gaspetmenin, başkalarının üzerinden rant elde etmenin de bir tür hırsızlık ve insan hakları ihlali olduğunu vurgulamıştım.

Gazetelerde okuyor veya televizyon ekranlarından izliyorsunuz. Sokak ortasında eşini döven, bıçaklayan veya karakolda dayak olayları karşısında ‘insan hakları ihlali’ sözünü kullanarak doğru bulmadığınızı söylüyorsunuz.
Böylesi olayları nasıl yanlış buluyorsanız, belli koltuklarda yetkili olanların insan haklarını, emeklerini hak edişlerini sömürenleri de aynı derecede kınayabiliyor musunuz?

Cep telefonlarınıza mesajlar geliyor, “tanımadığınız kişiler sizin ödül kazandığınızı söyleyerek para isterse, böylesi kişilere kanmayın”şeklinde.
Bu soygun türü cep telefonlarının çoğalması ile yeni bir dolandırıcılık yöntemi olarak ortaya çıktı. Cennette yer vaat edenlerin dolandırıcılık olayları, çocuğu olmayan kadınlara muska yazılması, borçlu insanlarının borçtan kurtulabilmesi için dua okuyanların yaptıklarına ne demeli.

Bu tür dolandırıcılık olaylarına sade ve saf vatandaşlarımız inanıp paralarını kaptırabiliyor. Sade vatandaşların dışında okumuş, görmüş, belli sıfat sahiplerinin bile kanabildiklerine tanık oluyoruz.

Kişi ne kadar kurnaz olursa olsun, ne kadar yol yordam bilirse bilsin, ne kadar eğitimli ve kültürlü olursa olsun, dolandırıcıların öyle yöntemleri var ki, şeytanın bile aklına gelemeyecek şekilde dolandırmayı başaranlara rastlayabiliyoruz.

Hiçbir zaman aklınıza gelmeyecek, yapmasına olanak veremeyeceğiniz bir insanın intihar ettiğini duyduğunuzda şaşırır kalırsınız. İnanamazsınız öyle bir insanın intiharla yaşamına son vereceğine.

Dolandırıcılık yapan birinin ismini duyduğunuzda inanmakta zorlanırsınız. Cinayet işleyen bazı insanla içinde aynı düşüncelerle beyninizde fırtınalar oluşur. Tüm bunların sosyal, ekonomik ve toplumsal yaşam içerisindeki iletişim ve yaşam koşullarından kaynaklandığını bilmek gerekiyor.

Beklemediğiniz bir insandan yine beklemeyeceğiniz eylemi görebilirsiniz. Saygılarımla…
Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar