25 Nisan, 2024, Perşembe
DOLAR32.5671
EURO34.9595
ALTIN2425.9
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

TEK yetmez oldu!..

Bir başka anlamla BİR ile yetinmek benim aklımdan geçenlere yetmez duruma geldi. 

Şimdi yine okumayan, okumaktan çekinen ve çevresindekileri gördükleri halde merak etmeyen, öğrenmekten bir haber kişiler ne demek istediğimi yine anlayamayacaklar. Anlamak istemedikleri için onlara göre sorun da olmayacak!

Köşemin başlığında “TEK” yani BİR’in yetmezliğini vurgularken ne demeye çalıştığımı meraksamayanlara sözüm olamaz, ancak merak edip yazımı okuyanlar mutlaka kendilerine göre yorumlar yapacaklardır.

Günlük olarak gazetemizin sütunlarında yaşanan olayları okurlarımla paylaşırken, aldığım notların bazı anlarda birbirine karıştığını ve aniden gelişen bir gündem nedeniyle ‘bayatlayan gündem’ olduğu için yazamadığım oluyor.

Hafta da bir gün çıkan gazetem hariç günlük BİR gazetede yazdığım köşemdeki gündem ve gelişmeleri kaleme almak için sütunum bana yetersiz gelmeye başladı.

Günlük olarak gazetemizin tüm sayfalarını ve sütunlarını dolduracak kadar dopdolu gündemi değerlendirirken, bazı yazılarımın gündemi geçtiği için çöpe atıyorum.

Ne diyelim dostlarım, Allah’ın bana verdiği aklımı kullanıyor, insanlık görevimi yerine getirmeye çalışırken, her anımı çevremdeki tüm canlı ve cansız varlıklar için paylaşmaya, dayanışma önem veriyorum.

Elimdeki olanakları değerlendirirken ve uygularken; Cennet veya Cehennem kaygım olmadığı gibi, herhangi bir siyasi ya da toplumsal destek beklentisi içinde de değilim.

Günlük olarak yazdığım kentimiz, bölgemiz ve ülkemizle birlikte dünyanın dört bir yanında yaşanan gelişmelerle ilgili yazılarım için TEK Gazete bana yetmez oldu. Bir başka gazete için farklı yazılar yazma teklifleri gelse de; benim de bana göre ‘ilkelerim’ olduğunu beni tanıyanlar bilirler!

Gözışığı başlıklı yazılarım 18.’nci yılını gerilerde bırakıyor. Kimseden korkmadan, çekinmeden ve karşılık beklemeden gündemi değerlendirdim. Eleştiri ve önerilerim oldu, ama asla; bireysel değil, toplumsal sorunların gündeme getirilmesi noktasına özen göstermişimdir.

Bizler, halkımızın sorunlarını dile getirip, yöneticilerimizle aramızla limoni sorunlar yaşar hale gelirken, halkın kendi sesine sahip çıkmaması nedeniyle okur kitlesinin azalması ve gazetelerin geçtiğimiz yıllara göre sayılarındaki azalmaya üzülüyorum. 

Şu anda, önümdeki defterimde üç değişik gündemle ilgili yazacaklarım olaylar var. Ancak, hangisini ön plana çıkaracağımı bilemiyorum. 

Sizler belki de benim bazı akresif sözlerime gülüyor veya tepki gösteriyorsunuz? Allah aşkına bana söyler misiniz; “Baba veya ana” çocuklarına yürekleri dolu sarılmaz mı? Bir doktor veya sağlık memuru hastanede görevi başında ‘darp’ edildiğinde  meslektaşları tepki göstermezler mi? Öğretmen, Akademisyen veya başka görevlerdeki insanlarımızın uğradıkları saldırı veya haksızlıklar karşısında meslekteki arkadaşlarının tepki vermesi kadar doğal bir olay olabilir mi?

24 Temmuz “Basında sansürün kaldırılışın 109. yıldönümü” böylesi bir tarihte Cumhuriyet Gazetesi’nde çalışan ‘tutuklu ve sanıkların” duruşmaya çıkarılması olayını yaşadık. Tutuklu gazeteci Kadri Gürsel’in oğlu Erdem’in, duruşma salonunda babasına sarılmasına Jandarma izin vermemiş.

12’si tutuklu 19 sanık 267 gün sonra ilk kez duruşmaya çıkarılırken, suçlarının ne olduğunu sadece Cumhuriyet gazetesi yazıyor, diğer gazeteler ise böyle bir haberi göremiyorlar bile! 

Gündemi bitiremedim, yazacaklarım var ama sütunun bitti. Okumuyorsanız eğer; “Benim karşımda Müslüman’ım diyerek” benim yaşamımı eleştirmeyiniz!

Mutlu günler dileklerimle…
 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar