26 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.5585
EURO34.9864
ALTIN2436.1
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Taşıtlar ve yayalar

Osmaniye kent merkezindeki cadde ve sokaklarda taşıt sürücülerinin yayalara karşı gerektiği şekilde saygı göstermemesi her zaman eleştiri konusu olmuştur.

Bir kavşakta yolu karşıya geçmek istersiniz, taşıtlar durupta yayaların geçmesi istenmez. Trafik ışıklarının da yetersiz olduğu kentimizde yayaların karşıdan karşıya geçmesi önemli sorunlar arasında yeralır.

En önemli kavşaklardan birini örnek vermem gerekirse; Belediye binasının karşısından sözedelim. Dr. Ahmet Alkan caddesi ile Atatürk caddesinin birleştiği kavşakta yayaların karşıdan karşıya geçmelerinde zor anlar yaşanıyor.

Burada trafik ışıklarının bulunması zorunlu bir gereksinim olduğu halde yetkililerin bu sorunu neden çözmediği tepki alıyor.

Yayalar dakikalarca taşıtların durupta kendilerine yol vermelerini beklerken, özellikle de Dr. Ahmet Alkan caddesi üzerinden gelen taşıtların yoğun trafiği yayaları çileden çıkarıyor.

Burada park uygulamasındaki dakika sınırlamasında görevli polislerin dışında trafik akışını düzenleyici ve yayaları da rahatlatıcı polisin bulunması veya trafik ışıklarının hizmete girmesini halkımız adına bekliyoruz.

Bu kentte kavşaklarda sağıra soluna bakmadan aynı hızla giden ve yayaları yokmuş gibi gören taşıt sürücülerinin sayılarının oldukça fazla olduğuna tanık oluyoruz. Geçtiğimiz günlerde Akbank’ın önünde karşıya geçmek isteyen bir vatandaş, Palalı Süleyman caddesi üzerinden hızını azaltmadan gelen bir minibüs sürücüsüne eliyle geç işareti yaptı. Vatandaş, kendisine yol vermeyen taşıt sürücüsüne geç işareti yaparken, sürücü yanlış anlamış olmalı ki, kornaya basıp vatandaşa el kol hareketleri yaparak bir de küfür edip geçti gitti.

Vatandaş şaşkın şekilde kafasını sallamaya başladı. Geriye dönüp benimle konuşmak istedi: “Gördün değil mi kardeş! Küfretmesi ve kızması gereken biri varsa benim. Ancak adama geç işareti yapmamdan yanlış anladı ki, bana kızıyor ve küfrederek gidiyor”dedi.

Doğruydu, vatandaşın ağzından tek sözcük çıkmamış, eliyle geç işareti yapmıştı buna tanıktım.

Bir başka gün birkaç bayan yolu karşıya geçmeye çalışıyordu. Atatürk caddesi üzerinde yoğunlaşan trafikte hiçbir sürücü durupta yayaların karşıya geçmesine izin vermiyordu.

Bayanlardan biri dayanamadı; “Bu nasıl şehir, bir de il olmuş! Allah aşkına bu kadar yayalara saygısız sürücüleri bu şehirde görüyorum. Trafik ışıkları konulmamış olması ayrı bir kusur, sürücülerin yayalara yol vermemesi ayrı bir kusurun yaşandığı bu kentteki yöneticilerin nelerle uğraştığını merak ediyorum!”diye konuşmaya başladı.

Bizde merak etmiyor değiliz aksaklıkların giderilmemesini. 1979 yılında kent merkezinin bir çok yerinde trafik ışıkları hizmet verirken, aradan geçen 33 yıl sonrasında aynı yerlerde trafik ışıklarının bulunmamasını anımsadığımda, o bayanın konuşmalarına katılmamak elde değildi.

Osmaniye’de o yılları yaşayanlar anımsarlarsa kent merkezinin neresinde trafik ışıklarının bulunduğunu, bugün ise o yerlerde direklerinin izlerinin bile kalmadığını görürsünüz.

Ne yapalım, fıstık gibi Osmaniye’nin, mutlu şehrinde trafikteki düzensizliği de sorun olarak görmek yanlış bir düşünce midir diye kendi aklımdan şüphe duyuyorum. Saygılarımla…
Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar