23 Nisan, 2024, Salı
DOLAR32.5963
EURO34.8267
ALTIN2412.0
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Sular sel gibi akarken…

Sağanak yağmurlar yağdığında, suların sel olup aktığına tanık olduğumuz gibi, eğer  kendimiz de yağmur altındaysak; sel sularında boğulmamak için temkinli olmaya özen gösteririz!

Önlemini alacaksın, gerisine gelince olanlar olabilir diye düşünebilirsin. Hani; kendilerini İslam dinini iyi bildiklerini sanarak etraflarındaki insanlara, “fetva” verircesine konuşanlar var ya!

Ne olmuş ki böylesi kişilere!? Ne olmamış ki; Aslında neler oluyor demek gerekir de, benim söylemek istediğim böylesi kişilerin, “Tevekkül” diye bilinen inancın gereği yaşam tarzını  iyi bilmediklerine tanık olduğumda, onlar adına üzülüyorum.

Bilmiyorsan, bilmediklerini yanlış savunmayacak ve o konularda bilgisizce konuşmayacaksın!

Biliyorsan, bildiğin kadar konuşacaksın ki; karşındakileri yanlış yöne yönlendirmeyeceksin!

Yalanları, doğru gibi konuşarak karşılarındakileri inandırmak isteyenler ne kadar hata yaptıklarını günün birinde anlayabildiklerinde yüzlerinin renginin “kahverengiyebüründüğünü”görmek istemem!...

Araştırmacı Gazeteci ve Yazar Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993 tarihinde, Ankara Karlı Sokaktaki evinin önünde, otomobiline konulan bombanın patlaması sonucu suikast sonucu katledildi.

Olayı gerçekleştiren kişi veya kişiler 2021 yılına gelinmesine rağmen belirlenemedi veya bulunamadı.

Aradan geçen 28 sonrasında Sedat Peker diye biri çıkıp, “faili meçhul cinayet” konumundaki Gazeteci Uğur Mumcu’nun öldürülmesi ile ilgili ilginç açıklamalarda bulundu. Mumcu ailesi için 28 yıl sonra acılar yenileniyordu, üstelik bir ismin video konuşmalarındaki  sözler tüyleri ürperttiği gibi, aklı-selim düşünenlerin kafalarında  farklı soru işaretleri oluşuyordu.

TV ekranlarında bir takım film veya diziler son günlerde artış göstermeye başladı. Geçmiş yıllarda; Amerika veya Rus ajanlarının filmlerinde yaşanan olayları merakla izleyen insanlarımız, son zamanlarda ise Türk İstihrabarat teşkilatının çalışmalarının konu edindiği dizileri de izlemeye başladı.

Daha önceki yazılarımda da değindiğim gibi, günlük olarak çalışmalarım sırasında TRT radyosunu dinlerim. Bulunduğum yerde TRT yayınlarına özellikle “dini yayınlar yapan radyo frekansları” baskı yaptığında, yerel radyo frekanslarına dönerim. Bununla kalmam; TRT’nin ilgili istasyon yetkililerine arayıp sorunu iletirim. İlgililer  gelir, araştırma yapar ve giderler.

TRT’nin haber bültenlerinde önceki gün ikindi saatlerinde; Gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesi olayı ile ilgili “Fetöcü” sanıklar veya şüpheliler gibi bir haber duydum.

Annesi Sivas’ın Kangal, babası Sivas’ın Gürün ilçesi doğumlu Ermeni milliyetinden Hrant Dink  15 Eylül  1954’te  Malatya’da doğdu. 1961 yılında ailesiyle birlikte İstanbul’a yerleşerek yaşamaya başladı. Askerliğini  Denizli P.A. ‘da 8 ay kısa süreli olarak yaptı. Agos Gazetesini kurdu, Genel Yönetmenliğini yaptığı sırada 19 Ocak 2007 günü 52 yaşında silahlı saldırı sonucu öldürüldü.

Bu olayla ilgili bazı şüpheliler yakalandı ama, ellerinde bayraklarla gösteri yapan bazı Polisler  de “katil zanlısı” ile Emniyet Müdürlüğünde görüntü vermişlerdi.

Aradan geçen 14 yılın sonunda, Gazeteci Dink’in katili netleşmezken bugün çıkıp ta “Fetö örgütüne” yama yapmanın bir aleminin ne derece kamuoyunu inandıracağını merak ediyorum!...

Suların akması için arklara verenler, suların taşması ile boğulacaklarını anlamaya çalıştıkları sırada, kaçmak için; “Barajın kapaklarını açtılar!” diye  bağırması,  sel sularının altında kaldığında kurtarabilmek zor olabilir!...

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar