04 Mayıs, 2024, Cumartesi
DOLAR32.34
EURO34.879
ALTIN2393.5
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Sözün özünden damlalar

Söz bilirim; insanı kavga ettirir, silah  kaldırır, cinayet işlettirir, hayatını karartır.

Söz bilirim; insanı kavgadan vazgeçirir, elindeki silahı indirir, hayatına huzur getirir.

İki dudak arasından çıkacak olan sözcüklerin ağızdaki dil içerisinde dolaşması neticesinde şekillendikten sonra dışarıya çıkmasındaki etkiyi önemsemek gerekir.

Okumak ve anlamak, sadece kitap, gazete veya mektup okumakla sınırlı değildir. İnsanın aklı sayesinde her yaşanan olayı okuyacak yeteneği bulunur.

Okumak sadece akıllı olarak bilinen insanların beyni ile sınırlı olmayıp, toplumda “engelli” olarak tanımladığımız insanların da kendilerine göre aklı ve olaylara bakışları bulunmaktadır.

Kendisini toplum içerisinde çok akıllı olarak gören veya insanlara tepeden bakanların aslında hal ve hareketlerinin “bencillik, sözlerinin özünden akanları” bilmedikleri olarak değerlendiririm.

Okumak deyince, insan düşüncesi sayesinde canlı veya cansız varlıkların nitelik veya niceliklerini okuma yetisi kullandıklarını çok kişi farkında olmaz.

Oysa, insanlar gördükleri canlı veya cansız varlıklara karşı davranışlarında okuyup anladıklarına göre devinim gösterirler.

Karşılaştığınız bir tanıdığınızla; el sıkışmak, sarılmak veya öpüşmek gibi olaylar o kişinin size karşı beden dilini okumanız sayesinde gelişen bir olayı eyleme dönüştürürsünüz.

Bana göre; sözde sahip çıkılan, dayanışmanın yetersiz kaldığı, miting ve destek sloganlarından ileriye gitmeyen gösteriş ölçütlü sözlerle Filistin’de yıllardır süre gelen baskı, zulüm ve işgalin bu güne kadar önlenemediği gibi, böyle giderse önlenebilmesinin de zorlaşacağını izliyorum.

Hemen tepki vermeyin! İsrail”in Filistin halkı üzerindeki zorbalıklarını, dünyadaki tüm ülkelere meydan okurcasına savaşta kullanılması yasak olan silahları bile kullanarak binlerce masum cana kıydığını TV ekranlarından görüp haberlerini izlerken, kendinizi sorguladığınız oluyor mu?

Dininiz, inancınız, ırkınız ve diliniz ne olursa olsun! Önce insan olduğumuzu anımsayarak; dünyanın gözünün içine sokarcasına İsrail askerlerinin binlerce çocuk, kadın, kısacası sivil halkı öldürürken mikrofonu eline alarak; “Kahrolsun İsrail!...”demekle bu iş çözülemiyor. Ya da ülkemizdeki İsrail ürünlerini almamak için “boykot” etmekle de bu savaş sona ermiyor.

Önce; bu günlere nasıl gelindiğini düşünerek anımsamak zorundayız. İsrail’in bu günlere gelişinde hangi ülkeler ve bu ülkelerdeki siyasi kişiler bu günlere kadar ne gibi işbirliği veya dayanışma içerisinde oldular? Bugün hangi ülkelerin devlet Başkanları İsrail’den yana tavır koyuyor?

İnsan okumayınca, okuduklarını söyleyen başkalarının söylediklerine göre hayat tarzını değiştirerek yaşarken, gelecekte başına neler geleceğini hesap edemez hale gelir.

Bizim ülkemizin en önemli “beka sorunu” olarak; insanların okumaktan uzaklaştırılması olayını görüyorum.

Gazetecilerin görevinin “halkı yanıltmak” değil, halkı aydınlatmak olarak görüyorum.

Siyasetçilerin ise; vatanın bölünmez birlik ve bütünlüğü için, kendi çıkarları yerine topyekün ülkedeki tüm insanların; sağlık, eğitim, sosyal ve ekonomik alandaki yaşantılarında huzurlu olabilmeleri için çözümler getirmeleri gerektiğini yazıyorum.

Bunlar olmazsa ne olur?; Ülkede huzur olmayınca, terör olaylarının önlenebilmesi zor olur!...

 

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar