Sıcak, çok sıcak!..

Aşırı sıcak hava bunaltıyor insanı. Sadece insanları mı tüm canlılar etkileniyor aşırı sıcaklardan.

Gündem aşırı sıcakları konuşmakla geçiyor. Bölgemizdeki yüksek hava sıcaklığının bugün ve yarın da süreceği, Pazartesi günü mevsim normallerine döneceğini söylüyor Meteoroloji yetkileri.

Bugün ve yarın yayla ve deniz kıyıları dolup taşacaktır. Osmaniye ili olarak şanslıyız, yani kentimizde yaşayan insanların başka şehirlere göre farklı yaşam standartları olduğunu görmekteyiz.

Kentin üst tarafından yaylalarımız, batı yönünde ise deniz var. İsteyen denize, isteyen de yaylalara 20 dakikalık süre içerisinde gidebilme şansına sahip.

Doğanın bu güzelliklerinden yararlanan insanlarımıza bakıyorum, güzelliklerin değerini biliyor muyuz?

Yaylalardaki çam ağaçların kokusu, yeşil orman dokusu arasında piknik yapan insanlar geri dönüşlerinde ateşlerini söndürmeyenler, yediklerini çevreye gelişi güzel atarak kirletenler, oturdukları yere bir başkasının geldiğinde kendilerine tepki gösterilmesinden sanki zevk alanların olumsuzluklarını görebilirsiniz.

Aynı şekilde deniz kıyısına gittiğinizde de oturdukları yeri kirleterek kalkan insanlar, doğanın bu güzelliklerini hoyrat kullanmayı ne zaman bırakacaklarını merak ediyorum.

Sıcak havalarda serinlemek için gittiğiniz akarsu, deniz kıyıları ile yaylalık alanlarımız, mesire ve piknik yerlerimize yeniden geldiğinizde temiz bulmak varken, kirli bırakmanın alemini kirleten insanlar anlatabilir mi çevresindekilere!

Bugün ve yarın Karacalar köyünün üst tarafında, kenti izlediğimiz tepeden başlamak üzere yol boyunca Zorkun yaylasına kadar insanlar piknik yapacaklar, çam ağaçlarının altında dinlenecekler, uyuyacaklar, bir de mangal yapıp karınlarını doyuracaklar.

Buraya kadar güzel, ancak yediklerinin atıklarını bir poşete koyup sağlıklı bir yere bırakmak yerine öylece darma dağınık şekilde bırakıp evlerine dönecekler. En tehlikeli olanı da yaktıkları ateşi söndürmeyenler, oluşabilecek bir yangında ormanlık alanların yanabileceğini bile düşünmeyenlere rastlayabiliyoruz.

İnsanların kendilerini rahat etmeleri için gittikleri alanlarda zarar vermek, kirletmek gibi hareketlerinden biraz olsun utanç duymaları gerektiğini düşünüyorum.

Temiz çevre, temiz toplum, sağlıklı yaşam, güvenli ortam der dururuz ama, piknik yaptığımız yerden kalkarken 5 dakikalık zaman ayırıp ta atıklarımızı temizlemeyi neden düşünmeyiz!

Temizliğin imandan geldiğini söyleriz ama bu imanın inançla ve eyleme dönüştürmekten geçtiğini neden aklımızın içerisinde unutuveririz!?

Toplum olarak kirlettiğimiz çevremiz, ormanlık alanlarımız, akarsu ve denizlerimizdeki sağlıksız olaylar, günün birinde canlılara hastalık olarak dönebileceğini neden aklımızdan çıkarırız!?

Şimdi de ilginç bir haberi paylaşmak istiyorum sizlerde. “Amerikalı bir avukat, iddiaya göre cep telefonuyla duş alıyordu.

Kayıp düşünce telefon anüsünden içeri girdi.

Operasyon sırasında telefon üç kez çaldı.” Haber böyle, mutlu günler dileklerimle…