20 Nisan, 2024, Cumartesi
DOLAR32.5038
EURO34.7826
ALTIN2499.5
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Sevmiştim seni…

Heee mi desem, elime kutsal bir kitabı alıp yemin mi etsem, boynuna sarılıp yanaklarından mı öpsem… Yooo son sözüm covid- 19 salgını nedeniyle sakıncalı olabilir!

Ama şunu bil ki, seni sevmiştim, sevdalanmıştım. Uğruna en yakın dostlarımı ve arkadaşlarımın kalbini kıracak ve onlarla tartışmalarımın kavgaya dönüşmesini bile göze alarak sana sevdalanmıştım.

Sevgi ve sevmenin ne kadar güzel bir duygu olduğunu biliyorsun, bunun en güzel örneğini; “Beraber yürüdük biz bu yağmurda” şarkısını söylerken gözlerinden ve sözlerini mırıldanmandan anlamıştım.

Kentime geldiğinde henüz bıyıkların yeni terliyordu, yürekli ve dik duruşunu sevmiştim. İyi bir “Hitap” olarak otobüsün üzerinde konuşmalarını dinledi insanlar, alkışladı ve onlar da benim gibi sevdi veya sevmek için yüreklerini zorladı.

Bir cadde üzerinde, (Adına Bulvar denilse bile) konuşma yaptığın otobüs, bugün “Sevgi” ismini taşıyan bir özel sağlık kurumunun karşısındaydı.

O gün dünyaya gelen çocukları aklıma getirdiğimde, seçimlerde oy kullanabilecek yaşlara geldiklerini düşünüyorum.

Cesaretine ve kükreyen ses tonuna hayran olmuştum. Kısacası seni sevmiştim. Ancak, bir yerlere aday olanların vatandaştan yetki alabilmek için kullandıkları sözler ile koltuğuna oturduktan sonraki davranışları arasındaki ayrıcalıkları yine sevdiklerimin koltuğa oturmalarından sonra öğrendiğim olayları da yaşadım.

Son tümcemin sonundaki “Yaşadım” sözcüğünü iyi okumanızı rica ediyorum. Kendim için yaşananların, başkaları için de yaşadıklarını aklınızı biraz yorduğunuzda anımsayacaksınız!

Bir boşluk vardı ülke yönetimindeki kurumların işleyişlerinde ve çalışmalarında. İnsanlar “denize düşmüşçesine, balığa sarılır gibi” sarılmışlardı o günlerde karşılarına çıkan insanlara.

Sevdiler, sevdik yeni ve genç bir liderin konuşmalarındaki vaadlerini. Güvendik ve mutlu olacağımızı sanarak, sıkıntılarımızın çözümleneceğini umut ederek sevdik, bağlandık!...

Sevmek güzel olduğu kadar, gözlerdeki körlüğü, yüreklerdeki inadına bağlanmayı erteleyebilip erteleyemediğini iyi hesap etmek gerekiyor.

Bu arada aklım yıllar öncesine gidiverdi. Ak günlere kavuşacağımıza inanarak, Adaletin ve Kalkınmanın gerçekleşeceğine yürükten inanarak kent insanları olarak ilk kez TBMM’ne taşıdığımız o Milletvekilleri şimdi neredeler? Örneğin Şükrü Ünal, Milletvekili olduğunda Ankara’ya gitti, dönemi bittiğinde gittiği vatanına neden dönmedi!?

Haaa bir de “OSİMPAŞ” mağdurlarını anımsayın! Ne oldu burada paralarını kayıtsız olarak kaybedenler veya alamayanlar!? Adana’daki “OSİMPAŞ” şubesi açılışına resmi araçları ile hafta sonu giden Kamu kurum Müdürleri ve izinli oldukları halde Müdürlerini götüren makam şoförlerinin o günkü hallerini anımsıyorum.

Sevmiştik, inanmıştık ama yanıldığımızı ne zaman anladık biliyor musunuz; bir sabah yatağından kalktığında yüzlerini yıkamamış ve makyajsız halini görünce, şeyin kapısında karşılaştığımızda gerçekleri görebildik.

Görebilenlere helal olsun, göremeyenler “karşılıksız sevdası”na devam etsin!...

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar