Sevmek ve sevilebilmek hayatın her anında yaşatılabildiği zaman değer kazanır.
Özel günlerde sevdiklerinize aldığınız hediyeler anlık veya günlük olarak anımsanabilir. Ancak uzun süreçte geçerli olabilecek sevginizi gösterdiğiniz zaman unutulmaz olabilirsiniz.
Öncelikle mesleğimi seviyorum, işimi severek yapıyorum. Bunu yaparken ekonomik yönü değil, yüreğimden gelen, aklımdan geçenleri dile getirme yetisine sahip olduğum için mesleğime aşığım.
Ülkemin her karış toprağını seviyorum, yurdumun dört bir yanında yaşamakta olan insanları ayrım yapmadan seviyor ve saygı duyuyorum.
Kimseyi öteleme gibi bir art niyet taşımıyorum. Farklı görüş ve düşüncelere saygılıyım, bu olayı aklın kişiler üzerindeki bir eylem biçimi olarak görüyorum.
Benim gibi düşünmedikleri için kimseye kızmaya hakkımın olmadığını düşünüyorum. Başka kişilerin adını kullanırken, onları aşağılayıcı veya küçük düşürücü sözcükler kullanmanın doğru olmadığını ve buna insan olarak hakkımın olmadığına inanıyorum.
En çok ta yalan yerine gerçeklerin konuşulmasının gerektiğini düşünüyor, üç kuruşluk çıkar veya makam ya da koltukta kalabilme adına kimsenin önünde eğilinmemesi gerektiğine inanıyorum.
Yerel seçim süreci içerisindeyiz, adayların konuşmaları veya siyasi liderlerin aldıkları kararlar ile kararlarındaki değişimleri izliyorum.
Bazı siyasi partilerin bir araya gelerek “işbirliği” yapma olayları ile birlikte, rakiplerinin aday veya liderlerine karşı kullandıkları sözleri duyduğumda; “toplumsal ve sosyal barış” adına, yakıştıramıyorum.
İktidardaki siyasi parti, yanına muhalefetteki bir başka siyasi partiyi de alarak yerel seçimlerde “işbirliği” yapma kararı aldı ve uygulamaya koydu. Bence bunun adı seçim öncesinde “koalisyon yapma eylemi” gibidir. Hani buna doğal bakalım!
Siyasilerin amacı ülkeyi yönetmeye aday olmak mı, yoksa koltuk kapmak veya koltuğu korumak mı olmalıdır!? İşte asıl önemli olay burada yatmaktadır.
31 Mart yerel seçimlerinde işbirliği yapan siyasi partilerin gösterdikleri adaylara bazı yerlerde tepki amaçlı istifalar veya karşı görüşteki partiye geçip aday gösterilmeleri olayları yaşanmaya başladı.
İktidar partisi, yaptırdığı anketlerin sonuçlarını gördüğünde yeni strateji belirlemeye başladı. AKP ile MHP işbirliği ile girilecek olan “Cumhur ittifakı” seçimlerinde bazı adaylar üzerinde anlaşmazlıklar yaşanıyor.
İktidardaki siyasi partinin yaptırdığı anketler neticesinde, kırılmaları önlemek adına bazı illerde yeniden aday belirlemeleri yapılması görüşülüyor. Bazı illerden AKP, bazı illerden ise MHP adaylarını geri çekerek yeni adayları çıkaracakları yönünde çalışmalar yapılıyor.
Muhalefet kanadına baktığımızda ise durum pek farklı gelişmiyor. Parti içi muhalefet veya aday belirlemedeki bazı isimler üzerindeki tepkiler istifalara neden olurken, bir başka partiden aday olarak isimlerini ortaya koyuyor.
Mevcut Belediye Başkanlarının yeniden aday gösterilmesi nedeniyle parti değiştirip yeniden aday gösterilmesi olayları yaşanıyor.
Yerel seçimler öncesindeki aday belirleme veya parti değiştirip zıt bir partiden aday gösterilme olaylarını anlayabilmekte zorlanıyorum.
Bu seçimler; koltuk mu, memleket sevdası mı, yoksa halkın mutlu yaşayabilmesi midir!? Saygılarımla…
