Sevmek eylemi bir duygu, yürekten gelen hoşnutluk, saygı ile birlikte mutluluk getirir insana.
Ama bu sözlerim insan olanlara veya insan olduğunu hissettirerek yaşayanlara ve çevresinde yaşatanlaradır.
İnsan olduğunu göstermek veya kanıtlamak; insanca yaşamak ve yaşatmakla olur. “insanım” demekle insan olunmuyor! “Seviyorum” demekle de sevgi kanıtlı olarak gösterilmiyor!
Bir kişi, 23 yıl yaşadığı yerin en ince ayrıntılarına kadar öğrenir, bilgi ve belge sahibi olur. Hele de bu kişi yabancı uyruklu ve aynı zamanda bir başka ülkeye görevli olarak görevlendirilmişse, attığı her adımın izlenmesi ülkesini seven yetkililerin takibinde olması önem taşır.
Hani şu Amerikalı Papaz var ya, son günlerde ülkemizin ekonomisini de, insanların streslerini de karma karışık eden zat! Terör örgütlerine ajanlık etme suçu ile tutuklanmıştı, sonrasında ABD Başkanı ile bizim Başkan arasında restleşmeler, kükreyici atışmalı sözleri anımsadınız sanırım.
Dolar birden yükselişe geçti, domatesin fiyatı 7 Tl’ye yükseldi, ama Muz fiyatları geçen yılda olduğu gibi, şu anda da 5-6 Tl’yi nedense geçmedi! Domatesi etkileyen Dolar artışı, Muz fiyatlarını nedense etkilemedi!
Sarımsağın kilosunu 8 Tl’ye aldığımız günleri anımsıyorum, dün tabla üzerinde üç kilo sarımsağın 10 Tl’den satıldığı yazıyordu. Demek ki Dolar artışı sarımsağın fiyatına da etki etmemiş!
Amerikalı Rahip Brunson son çıktığı duruşmadaki mahkemedeki heyete; “Masumum, Türkiye’yi seviyorum”demişti.
Olayların gelişimi ve hakkında 35 yıl hapis cezası istenirken serbest kalması ile birlikte ülkesine dönmesi olaylarını biliyorsunuz.
Rahip Brunson önce Almanya’ya uçtu, burada hava alanında iner inmez ABD bayrağını öptü, dinlendikten sonra da memleketi Amerika’ya gitti.
23 yıl boyunca eşi ile birlikte yaşadığı Türkiye’den ayrılırken Mahkeme heyeti önünde; “Türkiye’yi seviyorum!” diye masum rolü oynayan Papaz’ın Amerika’daki açıklamaları dikkat çekiciydi.
Amerika’da ABC televizyon kanalında konuşan Papaz, Türkiye’de tutuklu kaldığı sürede, 8 kişilik bir koğuşta 20 kişiyle birlikte yattığından sözediyordu. Bununla da yetinmeyen Papaz; “Koğuş hayatı bir anlamda camide yaşamak gibiydi!” sözleri bence çok anlam taşımaktadır.
Türkiye’de yaşadığı süreçte siyasi faaliyette bulunmadığını da belirten Rahip Brunson; “Türkiye’ye gitmemizin nedeni insanlara İsa Peygamberi anlatmak” diye konuşuyor.
Herhangi bir ülke adına, inançlı insanlara hizmet etmek için görevlendirilen “Din adamları” dinlerinin gerektirdiği gibi giyinirler öyle mi!?
Türkiye’de 23 yıldır ABD’den gönderilip, Rahip olarak yaşamını sürdüren ve dinini yaymak adına uğraş veren Rahip Brunson’un, görünümü hiç te öyle ‘rahip’e benziyor muydu?
Son sözleri dikkatini çekmiştir umarım; “İnsanlara İsa Peygamberi anlatmak!” derken, “Müslüman mahallesinde salyangoz satarım” der gibi algılıyorum.
Bu zat’ın “Din adamı” olduğuna inanmıyorum! Hangi dinden olursa olsun, 23 yıl gibi yaşadığı insanlarla birlikte ekmeğini yeyip, suyunu içtiği ülkedeki yargı karşısında ‘aklanmak için’ sevdiğini söylemek, serbest kalıp ülkene dönünce de “kendi ülkende yaşamadığın kadar yaşamını eşinle sürdürdüğün bir ülke aleyhine TV kanalında konuşmak” ne anlama gelir, bu yorumu okurlarıma bırakıyorum.
Son sözüm; Engelli değilseniz eğer, iki gözünüzün birini kapatarak değil, iki gözünüzle de olayları izleyiniz! Esenlikle…
