27 Nisan, 2024, Cumartesi
DOLAR32.455
EURO34.829
ALTIN2438.6
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Sessiz ve sakin!

Sessiz kalmanın ardından bazı anlar gelir ki, öfke kontrolünden çıkıldığı gibi neticenin nereye varılacağı düşünülmeden farklı olaylar gelişebilir.

Her canlının bir anlık hiddet veya öfke ile kakışması neticesinde sonucuna da katlanması gerekir.

Sokaktaki bir hayvanın kuyruğuna basarsanız, o anda ne yapabileceğini de kestirmeniz gerekir. Hayvandır, içgüdüleri ile davranır bunu biliyoruz.

Sokaktaki hayvanları geçelim, arazide otlanmakta olan bir başka hayvanı düşünelim. Hangi hayvan olduğu konusunda cinsini söylemeyeceğim, aklınızdan siz geçirin.

Yılan bile karşısındaki başka bir canlının kendisine zarar vereceğini anladığı anda saldırı da bulunur.

Hani bir halk deyimi vardır, “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır”diye.

İnsanlar için yaşanan olumlu ve olumsuz olayları daha farklı değerlendiriyorum. Çünkü insanlar akılları ve yürekleri sayesinde eylemlerini gerçekleştirirler.

İnsanoğlu aklını kullanarak hareket ettiğine göre, gerçekleşebileceği eylenin ardından başına nelerin gelebileceği veya alabileceği tepkileri de düşünmesi aklın ve bilincin görevleri arasında yer almaktadır.

Ülkeyi yönetme adına yola çıkanlar, siyasetle uğraşanların vatandaşlar karşısındaki sözleri ve kullandıkları sözcükler çok daha önemlidir.

Yine bir halk deyimini anımsatalım; “Rüzgar eken, fırtına biçer!”diye söylenir.

Halk hikmetleri her zaman için düşündürücü olduğu kadar, yaşanmış olaylardan çıkarılan dersler neticesinde halkın belleğine yerleşmiştir.

Bir toplantıda birileri konuşu,  bir çokları da dinler. Soru ve yanıtlamalara sıra geldiğinde birkaç kişi çıkıp sorularına yanıt almayı bekler.

Soruyu yönelten kişi beklediği yanıtı alamadığı zaman yerinde otururken, o anda düşündükleri ve içinden nelerin geçtiğini yanındakiler belki sezinleyebilir ama soruya yanıt verenler ise kendilerine göre “doyurucu yanıt” verdiğini sanır.

Bazı anlar da vardır ki, sorunun yanıtındaki gerçekleri anlatmak yerine, geçiştirici sözcükler kullanmak veya öfke ile hareket etmek insanın ruh halini ve beden dilini ortaya koyar.

Siyasetçilerin böylesi hal ve hareketlerine dikkat ederek kontrol sistemini iyi ayarlaması halinde tepkilerden uzak kalmasını sağlayacaktır.

İnsanlar son zamanlarda öfke kontrollere hakim olamaz duruma geldiler. Çevresindekilerin sözlerine ve hareketlerine tahammülsüzlüklerin artması ile olumsuz olaylar yaşanmaya başladı.

Son asgari ücretle ilgili olarak işverenler yapılan artışı çok bularak farklı yöntemlere başvurmaya başladıklarını duyuyorum.

Örneğin 8 bin 500 lira asgari ücret vermesi gereken işveren, işçinin hesabına bu parayı yatırıyor ama, ardından işçiyi yanına çağırıp Bin 500 lirasını geri istiyor. Yani maaşı 7 bin lira olarak ödemiş oluyor.

İşçi-işveren arasında oluşacak bir tartışmanın öfkeye dönüşmesinin neticesinin nereye varabileceğini siz düşünün.

Mikrofonu eline alıp konuşan siyasetçinin kürsüdeki sözlerindeki yakışmayan sözcükleri merak edip evinde söyleyen çocukların, “iyi bir söz” gibi söyleyebileceklerini de unutmamak gerekiyor.

Her zaman; “barış-huzur-mutluluk” deriz ama, bunları yaşayabilmek için, suyun gözünü bulatmaktan da kazınmayanlara ne demeli!...

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar