23 Nisan, 2024, Salı
DOLAR32.5861
EURO34.8267
ALTIN2412.0
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Serin havalar

Ne güzel günler yaşıyoruz, serin mi serin! Bir de geceleri yağmurun yağması yaz mevsimini geciktiriyor.


Önümüzdeki hafta okullar tatil olacak, yaylaya göçmek için hazırlık yapanlar var. Böyle giderse havaların serinliğine aldanan insanlar yaylaya pek göçmeyecekler gibi geliyor bana.


Dün öğle saatlerinde aniden başlayan sağanak yağmur, insanları gülümsetiyordu. Hazırlıksız yağmura yakalanan insanlar ıslanmayı tercih ederek yollarına yürüdüler.


Yıllar öncesindeydi, İstanbul’da dolaşırken aniden başlayan yağmurdan ıslanmamak için bir işyerinin saçakları altına gizlenmiş beklemeye başlamıştım. Çevremi izlerken yağan yağmura kimsenin aldırış etmediğine tanık oldum. İnsanlar yağmuru fark etmezcesine yollarına devam ediyorlardı. Baktım ki çevremde benden başka yağmurdan sakınıp ta bir işyerinin saçağının altında duran yok. İçimi utanç kaplamıştı birden.


Aklıma Osmaniye geldi, bizim memlekette olsa yağmur başladığı zaman yolda insanlar ıslanmamak için gizlenecek saçak altı ararlar diye düşündüm.


Osmaniye’ye döndüğümde İstanbul’da insanların yağmur altında yürüdüklerini, ıslanmak gibi bir düşüncelerinin olmadığını anlattığımda bana arkadaşlarım inanmıyorlardı.


Aradan yıllar geçti, dün Osmaniye sokaklarında yıllar öncesinde İstanbul’da yaşadığım olayları yaşadım. Bu kez de aklıma İstanbul geldi. Artık Osmaniye’de insanlar sağanak yağmura rağmen işlerine giderken durup bir kenarda yağmurun kesilmesini beklemek yerine, hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam ediyorlardı.


Havaların serinlemesine sevinenler vardı. Tarlasında ürünü olan çiftçiler yağmuru gördüklerinde sevinip gülümsüyorlardı. Bu yağmur verimi artıracak, toprağa hayat verecekti. Bu yağmur havaları serin tutacak, insanları sıcaklardan koruyacaktı. Serinlik ve güzellik bir arada yanıyordu.


Kısa kollu gömleği ile, ince giysileriyle yağmurun altında yürürken insanlar, ıslanmaları hoşlarına gidiyordu.


“bereket yağıyor” diye bağırıyordu biri. Bir başkası ise “yağsın yağmur, ürünlerimiz bereketlensin!”diye çığlık atarcasına konuşuyordu.


Bisikletiyle gitmekte olan genç, boynuna yağmur damlaları düşmemesi için, belini büküyor, direksiyonun üzerine kabanarak sürmeye çalışıyordu.


Kucağındaki bebeğinin ıslanmaması için sıkıca sarılan kadın, yanından geçen otomobilin bacaklarını ıslatmasına kızmıyordu bile.


Yolu karşıya geçmek isterken, freni tutmayan bir otomobilin bacağına çarpması karşısında, gülümsüyordu yaşlı adam.


Herkes bu yağmurdan hoşnuttu, sevinçliydi ve serinkanlıydı.


Kış günlerinin yağmurlu zamanlarında böyle olmadığını düşündüm. Bir araç yanınızdan geçip üzerinize su sıçratsa öfkenizi alamayıp bağırırdınız. Sel suları nedeniyle caddeyi karşıya geçemeyince Belediye’ye kızar, yağmur suyuna engel olunamadığına öfkelenirdiniz.


Dün böyle olmadı işte, herkes yağmuru özlemiş olmalı ki, ne gökten yağar yağmura, ne yerden akan sel sularına, ne de üzerlerini ıslatan araçların seyirleri karşısında sakin, sessiz ve serin kanlı hareket ettiler.


Yağmur yağarken gülümseyen insanları ve sakince yürüyen insanları gördüğümde sokaklarda, aklıma yıllar öncesinin İstanbul’u geldi. Bereketli yağmurlar dileklerim, saygılar…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar