19 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.5868
EURO34.8509
ALTIN2494.3
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Selzede gencin örnek davranışı

Her ne kadar, kültürümüz yozyaştırılmak istense de, gelenek ve göreneklerimiz değişiyor gibi olsa da, sosyal yaşantılarımızın geleceğinden kuşkulansak bile, yine de onurlu ve haram yemeyen gençlerimizin olduğunu gördüğümüzde yüreğimiz rahatlıyor.

Kastamonu’da 11 Ağustos tarihindeki  sel felaketi sırasında kuyumcu Harun Akın’ın cesedi dükkanında bulundu.

Yetkililer sel felaketi nedeniyle hasar belirleme çalışmaları yaptılar. İşyerindeki zarara karşılık kuyumcunun oğlu 24 yaşındaki Ferudun Akın’a 1 milyon 100 bin lira ödeme yapıldı.

Kuyumcu dükkanının tahliyesi sırasında bir miktar  kayıp altın buldu. Selden zarar gören işyerinde bulunun altının değerinin 750 bin liraya karşılık geldiğini hesaplayan genç, görevlilerle yaptığı görüşme neticesinde aldığı paranın içerisinde  750 bin TL’yi geri verdi.

Devletin verdiği yardımın kendisine fazla olduğunu düşünerek, ihtiyacı olanı alan Ferudun Akın; “Bu parada yetim hakkı vardı, alamazdım”diye konuşarak, insanlık adına onurlu bir ahlak anlayışına örnek oluyordu.

Bu haberi okuduğunuzda bazılarınızın, delikanlı için farklı sözler kullandığınızı sezinler gibi oluyorum. Ama Ferudun’un davranışının yerinde ve doğru olduğu gerçeğini inkar edemezsiniz!

Şöyle bir gündemle ilgili fikir sorgulaması yapalım. Okullar açıldı, öğrenciler özlem duydukları öğretmen ve arkadaşlarına kavuşmanın sevincini tatmaya çalışıyorlar.

Milli Eğitim Bakanlığı bu yıl da “ücretsiz kitap” dağıtırken, öğrencilerin sınıflarına girdiklerinde masalarının üzerinde kitaplarının hazır olduğu yönünde açıklamalar yapıldı.

Oysa; kimin parasından alınan vergilerle bastırılan kitapların kimlere verildiği yönde görüş belirten pek olmadı!

Kitaplar dağıtıldı da, içeriğindeki ders bilgileri yeterli miydi? Öğretmenler daha ilk günden, yayınevlerinin isimlerini vererek öğrencilerden kitap almalarını istemeye başladı.

Her kitabın tanesi 50 Tl’den 4 veya 5 kitap istenilen öğrenciler velilerini kitapçılara gönderdi.

Öğretmenlerin istedikleri yayınevinin kitapları kitabevlerine gelmediği yanıtını alan veliler ayrı sıkıntı da, öğretmen ise öğrencinin kitapları neden almadıkları yönünde sıkıntılar yaşanmaya başlandı.

Öğretmenin istediği kitaplar “zorunlu” değildi, ancak, Devlet tarafından verilen kitaplardaki bilgiler yetersiz kaldığı için, öğretmen başarılı öğrenci yetiştirme adına test kitapları alınmasını öneriyordu.

Babaları sadece asgari ücretli olanlar ile emekli maaşı ile geçinen öğrenciler bu kitapları almakta zorlandıkları için sınıflarında öğretmenlerinin karşısında boynu bükük oturuyorlardı.

Babaları bürokrat olduğu için, 4 veya 5 ayrı yerden maaş alanların çocukları aklımıza geliyor bu olayları gördüğümde.

Bir öğrencinin okula giderken günlük harçlığının en azından 6 Tl’den az olmaması gerektiğini çocuklardan öğreniyor ve çocuklarına bu rakamda harçlık veren kaç öğrencinin olduğunu düşünüyorum.

Ha bu arada, TBMM’de birbirlerini eleştiren ve bizim Vekilimiz olarak Milleti temsil edenlerin lokantalarında bir kase çorbanın kaç lira olduğunu bilenleriniz var mı? Anımsatalım, Meclis lokantasında Çorba fiyatına yüzde 100 zam yapılarak 1 Tl’den 2 Tl’ye çıkarıldı.

Millet olarak sizler yaşadığınız kentte bir kase çorbayı kaç Tl’den içiyorsunuz diye sorsam, benim kentimde 10 Tl olduğunu biliyorum.

Millet ile Vekilleri arasındaki ekonomik harcamalar arasındaki bu kadar ayrım olması doğru bir “imanlı-inançlı yönetim” olabilir mi!?...

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar