Yerel seçim takvimi belirlendi, 31 Mart Pazar günü yapılacak olan seçimler için aday belirleme çalışmalarının da son günlerine gelindi.
Seçimlere ortak aday belirleyerek çıkan siyasi partiler, kendi aralarında belirledikleri ilkeler doğrultusunda seçmenlerini ikna etme çalışmalarını yürütüyor.
Bu arada bazı siyasi partiler arasında değişik tepkiler yaşanırken, istifa olayları veya partiden ihraç olayları da yaşanıyor.
Tavanda yapılan anlaşmalar, tabana nasıl yansıyacak diye insanlar merak etmeye başladılar. Siyasi Liderlerin tepedeki anlaşma olaylarına tabandaki seçmenin değerlendirmesi de önem taşıyor.
Siyasi gözlemcilere göre, ortak adayı benimsemeyen çoğu seçmenin sandığa gitmediği yönünde araştırmalar olduğu belirtiliyor. Bu tepki olayı doğru olabilir mi, ya da “kötünün iyisi” diyerek oy istenilmesi olayı seçim sonuçlarında sağlıklı bir adayı yönetimin başına getirebilir mi diye de düşünmek gerekiyor?
Yerel seçimlerde Muhtar adayları için pankart yasağı getirildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 31 Mart yerel seçimleri öncesi yürütülecek seçim kampanyalarında görüntü ve gürültü kirliliğine sebep olabilecek propaganda yöntemlerinin terk edilmesi çağrısının ardından harekete geçildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nce yerel seçimlerin huzurlu ve güvenli geçmesi amacıyla il ve ilçe emniyet müdürlükleri ile amirliklerinde oluşturulan Seçim Koordinasyon Merkezleri, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) daha önce açıkladığı propaganda yasakları konusunda Muhtar adaylarına tebligat göndermeye başladı.
Seçim çalışmalarında propaganda amacıyla cadde ve sokaklara pankart, döviz ve afiş asan muhtar adayları hakkında işlem yapılacak. Görüntü kirliliğini önlemeyi amaçlayan uygulamada adaylar, sadece el ilanı dağıtabilecek.
Seçim çalışmaları sırasında gürültü ve çevre kirliliği konusunda önlem alınmasını doğru buluyorum. Adaylar seçim öncesi hazırladıkları projelerini kitapçık halinde bastırabilir, yazılı, görsel veya sesli medya yoluyla duyurabilir. İnsanlarla iletişim halinde toplantılar düzenleyerek soru-yanıt biçiminde projelerini vatandaşa anlatması ise en doğru seçim çalışması olarak görüyorum.
Cadde ve sokaklarda elektrik direkleri, binaların duvarları ve benzeri yerlere yapıştırılan afişler, sokaklar üzerinde asılan pankartlar görüntü kirliliğine neden olurken, araçlarla yapılan anonsların da hasta ve çocukları rahatsız ettiği yolundaki şikayetleri sık sık duyuyor ve yaşıyoruz.
Muhtarlara getirilen bu tür yasakların Belediye Başkan adayları için de uygulanmasını taraftarıyım. Seçmen vatandaş fotoğrafını gördüğü adayın yakışıklı olup olmadığına değil, yapacağı hizmet noktasındaki projelerine oy vermesi en doğru tercih olarak görülmelidir.
Yönetebilmek, yönetici olabilmek ve sorunları çözümlemek afişlerdeki fotoğrafların cadde ve sokaklara asılması ile değil, yetenekli ve bilgi birikimi olan kişilerde aranmalıdır.
Bu seçimlerde vatandaş biraz daha ince eleyip sıkı dokuyarak sandığa gidip tercihini yapacağını düşünüyorum.
Seçimler öncesinde verdikleri sözleri yapamadığı için, yeniden aday olarak seçmenin karşısına çıkanlar için bu kez “yaptıkları veya yapamadıkları” adayın aynası olacaktır.
Vatandaş çok şey istemiyor; yaşanabilir bir çevre, huzur içerisinde bir kent, ekonomik anlamda da zorluklar yaşanmaması gibi beklentiler içerisinde olunmasını istiyor. Saygılarımla…
