26 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.5196
EURO35.003
ALTIN2440.0
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Seçim mi, Geçim mi?

Seçimler yaklaştığında adaylar gelip vatandaşın kapısını çalar ve onların sorunlarını dinlerler.


Biz eskiden böyle bilirdik, böyle yaşar ve böyle görürdük. Şimdi ise tam tersi olmaya başladı. Vatandaş adayların yanına gidiyor, ellerini ovarak, başını eğerek sorunlarını anlatmaya çalışıyor. Adayın gözlerine bakıyoruz, vatandaşın kendisinin karşısında el ovması, boyun bükmesi sanki hoşuna gidiyor!


İşinin olmadığını, evinde kazan kaynamadığını, elektrik veya su faturalarını ödeyemediklerini dile getirenlerin sayıları çoğaldı. Bazı kadınlar ise ellerinde küçük tüplerle gelerek, tüp parası istiyorlar.


Bu yaşanan olaylar sadece Belediye Başkanları ve Meclis üyesi adayların yanına gelinerek olmuyor. Muhtar ve aza adaylarımızdan bile istendiğini duyuyor, görüyor ve yaşıyoruz.


Bir mahallede Muhtar azası adayı olan arkadaşım anlatıyordu. Bir akşam üzerine vatandaş kapıya vurur ve arkadaş dışarıya çıkar. Vatandaşın Mahalle muhtarı aza adayından istediği; “Bir kızım Malatya’da okuyor, oğlum ise Ankara’da bir işte çalışıyor. Bizim 6 oyumuz var. Eğer bizden oy almak istiyorsanız Muhtar adayınıza söyleyin, kızım ve oğlumum yol paralarını verirlerse oyumuz size!”


Bu konuşmalar karşısında aza adayı arkadaşım yutkunmakta zorlanır hale gelir ve evden çıkıp Muhtar adayının yanına gelerek olayı anlatır.


Vatandaş kendini yönetecekleri seçmek için, kendi iradesini başkalarına teslim eder hale nasıl geldi? Oy kullanmamanın cezasının olduğunu biliyoruz. Bir adaya oy verebilmek için seçmen iradesini kullanmak yerine, yol parasını verebilecek birinden taraf ailedeki tüm oyları kullanmanın sözünü verir duruma nasıl gelindi? Uzakta olan çocukları ile bir günlükte olsa özlem giderebilmeyi umut eden babanın düştüğü duruma ne diyelim?


Yine bir başka olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir muhtar adayının toplantısına katılan vatandaş, toplantı sonunda muhtar adayının yanına gelerek; “otomobilinde ilerideki mahalledeki bir eve kadar beni götürür müsün?”diye konuşuyordu. Muhtar adayı otomobilinin anahtarını bir yakınına vererek, vatandaşı istediği yere kadar götürmesini söyledi.


Vatandaşın muhtar adayından kendisini götürmesini istediği uzaklığın yaklaşık 750 metre olduğunu öğrendim. Gideceği yerde bir arkadaşına ödeme yapacakmış, yaya olarak gelmek yerine “otomobille geldi”desinler diye ‘hava atmayı’ tercih ediyormuş.


Seçim sürecinde ya, adaylar vatandaşın her isteğini yerine getirir anlayışı konuşuluyor. Aynı vatandaş Muhtar adayının otomobilinde giderken, “Bizim milletimizin ne önünden, ne de arkasından gidilir. Sağı-solu belli olmaz. Osmaniye Belediye Başkan adayları arasında ….. en doğru ve dürüst olanı ama, vatandaşımızın ne yapacağı belli olmuyor. Herkes çıkarına bakıyor. Bugün işini yaptırır, yarın o adaya oy vermez, yan çizmekte bizim insanımızın üzerine yoktur!”diye konuşuyordu.


Kendisinin yaptığı hareket ile konuştuğu sözcükleri düşünmeye başladım. Konuştukları ile hareketleri birbiriyle uyuşmayan, örtüşmeyenlerin çoğaldığı bir toplum haline nasıl geldiğimizi, bu seçimlerin sonuçlarının hak edenlerin başarısı ile sonuçlanıp sonuçlanamayacağını düşündükçe, aklım iyice karışıyordu. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar