Anlatacaklarımdan şaşırır mısınız, şaşırmazsınız bilemem ama, olayları paylaşmak istedim.
Yine sizlere anımsatmakta yarar gördüğüm, ülkemizde ve dünyadaki olayların haberlerini nasıl okuduğunuz yönünde olacak. Okumak derken, TV ekranlarında anlatılan, konuşulan ve sizlerin izledikleri olayların gözlemleriniz ile aklınız arasındaki süzgeçten geçerek anladıklarınızı vurgulamak istiyorum.
Bir ülke düşünün ki, halkın tüketim ürünlerine yılda bir kez zam yapıldığı yönünde haberleri okuyalım. Tarım ürünlerinde ise iki yılda bir az miktarda zam yapıldığı yönünde haberleri okuduğumuz ülkenin yöneticilerinin bu işi nasıl başardığını düşünelim!
Bir ülkede 30 yılı aşkın süre çalışıp üretime katkıda bulunmuş, vergisini maaşını almadan önce devletine ödemiş, günü geldiğinde de emekliye ayrılarak hayatının bundan sonrasındaki maaşı ile yaşamaya başlayan insanları gözlerinizin önüne getirin.
Çalıştığı sırada günün koşullarına göre “asgari ücret” maaşı alırken, 30-35 yıl sonrasında emekliye ayrıldığında maaşı asgari ücretin yarısına düşüyor.
Çalışırken ailenin evine giren aylık maaş, birden bire yarı yarıya düştüğünde, aynı yaşam koşullarını görebilmek olası olur mu!?
Halkın tükettiği ürünler ile kullanmak üzere aldığı eşyalara yüzde 20’lik zamlar yapılırken, insanların emeklerinin karşılığına ise yüzde 10 ve altında zam yapılması olaylarının yaşandığı bir ülkede yaşıyorsanız, tepkiniz nasıl olurdu!?
Dünya üzerinde ülkenizin başka ülkelerden daha özgürlükçü ve demokrasiyi işleten olduğunu söyleyerek, kendinizin dışındaki ülkelere bir takım yaptırım koşulları uygulayarak “Patron” görüntüsü vereceksiniz, ama kendi ülkenizdeki uygulamalar bunun tam tersi olacak!
ABD’den sözetmek istiyorum. Başkan Trump’un görevi bugün bitiyor ama giderayak döneminin son idamının son idamının gerçekleştirildiğini öğreniyorum. İndiana eyaletinde üç kadının ölümünde suçlu bulunan 48 yaşındaki Dustin Higgs idam edildi. Haberin devamını okuyorum; ABD Başkanı Trump döneminde cezası infaz edilen 13’ncü kişi olduğu kayka geçiyor. Sadece böyle değil; Son 120 yılda en fazla idam infazını yapan ABD Başkanı olarak Trump tarihe geçen isim oluyor.
Türkiye’de “idam” tartışmaları yıllardır gündem oluştururken, hatta “İdam Meclise gelirse onaylarım” diyen Başkanlarımızın konuşmalarını anımsatmak istiyorum.
Bir siyasetçi düşünün, ülkenin yönetimin ikinci insanı olarak görev yaptığı sırada; terör olaylarının önemli isimlerinden, hatta liderlerinden biri yakalanıyor ve ülkeye getiriliyor. Sonrasında tutuklanarak cezasını çekmek üzere bir adada yaşamaya mahkum ediliyor.
Hükümet değişiyor, o siyasi kişi muhalif parti konumuna düştüğünde ise; eline bir ip alıp; “…İdamını istiyoruz!..” diye mitinginde konuşuyor.
Yeni bir hükümet kuruluyor, aynı siyasi kişi eleştirip, tepki gösterdiğini önceki siyasi partinin yeni Hükümetine “Koşulsuz destek” verdiğini söylüyor. İdam istemeler gündemden düşerken, farklı şekilde hapiste olan biri için “af kanunu” çıkarılmasında iktidara destek veriliyor.
Kendi aklını kullanmayan, görüp-yaşadıklarını iyi okumayanlara saygı gösteremediğim gibi, inançları kullanarak makamlarını sürdürmek isteyenlere de tepkim aynı olacaktır!.
