Son yıllarda “sapık ilişkiler” olaylarını haberlerde sık izlemeye veya okumaya başlar olduk.
Gün geçmiyor ki herhangi bir yurtta veya bir başka yerde sapık ilişki haberleri yayınlanmasın! Bir anda vatandaşımızın gözleri fal taşı gibi açılıyor, gündem bu çirkin olay üzerine yoğunlaşıyor.
Bu tür haberlerden birer ders çıkarılması önem taşırken, olaylara çözüm bulabilme üzerine Aile ve Sosyal politikalar Bakanlığı’na çok görevler düşüyor.
İğrenç, iğrenç olduğu kadar da utanç verici bir olayı duyduğumuzda tüylerimiz ürperirken, olaya adlarının karışanların kimlikleri veya meslekleri olayı daha da çirkinleştiriyor.
Hele de öğrenci yurtlarında yaşanan bu çirkinlikler, aileleri düşündürüyor. Çocuklarını emanet ettikleri yurtlarda yaşanan bu tür çirkin haberler bir anda ülke gündeminin de değişmesine neden olabiliyor.
Eş cinayetleri, intiharlar ve benzeri olumsuzluklarla mücadele etmenin yöntemlerini ararken, bir anda çocuklara yapılan sapık olaylar insanların psikolojilerini bozmaya yetiyor.
Sağlıklı bir toplumda yaşamak, huzurlu, mutlu ve başarılı olabilmek için sosyal yaşamın çirkinlikleri ile mücadele vermek zorundayız.
Çocuk istismarları ile ilgili bilgilendirmelerin İlkokul sıralarından başlaması önemi ile birlikte, bu istismarı yapan kişilerin de aile içerisi ve çevredeki arkadaşlarının da önemi bulunmaktadır.
Çocuklarımızı sapıklardan koruyabilmek için, bu çirkinlikleri yapanların da eğitilmesi gerekiyor.
Sokakta ve ıssız bir yerde yaşanan sapık olayların ardında çoğunlukla uyuşturucu kullanımı yattığına tanık olmaktayız.
Öğrenci yurtlarında yaşanan olayların altında neler yattığını ilgililerin ve kurumların özenle araştırmaları gerekiyor.
Şöyle bir gerilere bakınız, bazı öğrenci yurtlarında yaşanan çirkinliklerle ilgili olarak, olaya adı karışanların şu anki durumları nedir, nerededir? Eğer cezaevinde ise kaçı mahkum edilmiş, kaçı serbest bırakılmıştır?
Ya o masum çocukların bugünkü durumu nedir, psikolojileri ne haldedir, toplum içerisindeki yaşantıları nasıldır?
Bu toplumun geleceği olan çocuklarımızı bir takım kötü olaylardan koruyamadığımız zaman, gelecekte sağlıklı bir toplum oluşturamayacağımız gibi, bu çocukların ülke yönetiminde de verimli olmasını bekleyemeyiz.
Çocuklarımızın geleceğini karartan olaylara karşı; terör olaylarına karşı verilen mücadele kadar önem vermek zorundayız.
Ellerinde yetkileri olanların bu olaylar karşısında savsaklayıcı veya duyarsız hareket etmeleri halinde, bu çirkin olaylar gelişerek günün birinde kendilerinin en yakınlarına dokunduğunda, geç kalındığı yolunda sözleri kullanmakta geç kalınır.
Çocuklarımızın, gençlerimizin ve ülkemiz insanının geleceği için çirkinliklerle mücadelede etkin olmak zorundayız. Yarın çok geç olmadan! Mutlu günler dileklerimle…
