Can yürektir, can yaşamaktır, can; cananın en sevdiği ve değer verdiği güzelliktir.
Çocuklarımız ve gençlerimiz bizlerin birer canı olduğu kadar, onlar ki geleceğimizin garantisi olarak gördüğümüz canlardır.
Saksılarda büyütmeye ve yaşatmaya çalıştığımız çiçekler gibidir çocuklarımız. Dikilen her çiçeğin kurumaması için sabah ve akşamları suluyorsak, çocuklarımızı da öylesine korumak, kollamak ve yaşatmak zorundayız.
Çocuklarımızın sağlıklı, ileri görüşlü, aklı ile hareket edebilmesini sağlayabildiğimiz zaman önce aile içerisinde, sonra çevresi ve daha sonrasında da ülkesine yararlı birer birey olabilmelerini de sağlamış oluruz.
Beklenmedik ölümler, kazalar ve cinayetler sonunda kaybettiğimiz çocuklarımız için üzülürüz. Bunun yanında dünkü yazımda da sözettiğim gibi akıl kontrolünü kaybedip öz çocuklarına kıyan anne veya babaların psikolojik durumlarına çözüm yolları bulunması da yine çevresindeki kişilerin görevleri arasında yeralmaktadır.
Her insan sadece ailesinde değil, çevresindeki olumsuz olayların da bir tarafından sorumlusudur. Hani bir deyim vardır, bu deyimi her ne kadar “Atasözü” gibi göstermiş olsalar da, bu sözün bizim milletimizin atalarına ait olduğuna inanmıyorum. “Bana değmeyen yılan bin yaşasın!” sözünün İngiliz Ata sözü olduğunu düşünüyorum. Ama bu sözü bizim insanlarımızın da kullandığını gördüğümde üzülüyorum.
Bu söz, bir defa inancımıza bile ters gelmektedir. Bizin inancımıza göre; dostluk, yardımlaşma, paylaşma, düşmüşü kaldırma gibi güzel eylemler bulunurken, bu sözü bizim atalarımızın söylediğine inanlara katılmıyorum.
Çocuklar ve gençler, bizlerin saksıdaki çiçekledir dedim. Özellikle eğlence günlerinde bir maganda kurşunu ile can veren çocuklarımızın ölümüne neden olanların eylemlerine sert tepki göstermek gerek.
Trafik kazalarına bakıyoruz, ehliyetsiz sürücüler, kırmızı ışıkta geçen sürücüler, hız sınırını aşan sürücüler ve dikkatsiz sürücülerin oluşturduğu kazalar sonunda yitirdiğimiz çocuklarımızın sorumluluklarını yüreğimizde bilmeliyiz.
Musa Şahin Bulvarı üzerinde, şimdiki yeni Belediye hizmet binasının karşısındaki kavşakta yıllardır kazalar oluyor. Belediye binasının yapılmaya başlandığı günlerde bu sütunlarda yazdım. Hizmet binası ile birlikte bu kavşakta kazaların olmaması için önlemler alınsın diye!
Belediye binası yapıldı, hizmete girdi, hala bir çözüm yolu bulunmazken bu kavşakta oluşan kazalar insanların yüreğini sızlatıyor. Son olarak geçtiğimiz günlerde bir öğrenci karşıdan karşıya geçerken bir otomobilin çarpması sonucu ağır yaralandı. Kaza yerine gelen özellikle kadınların tepkilerini duyanlarınız olmuştur. Tepki Belediye yönetimineydi!
Hani burada bir battı- çıktı yapılacaktı, ne oldu? İnsanlar merak ediyor ve bizlere soruyorlar!
Özellikle Musa Şahin Bulvarı üzerinde hızlı seyreden araçların, kavşaklara geldiklerinde dikkatsizlikleri ile birlikte, bazı yerlerde ışıkların olmayışı da kazanın oluşma nedenleri arasında görülüyor.
Bir olayı anımsatmak isterim. Musa Şahin Bulvarı üzerindeki yaya geçiti üzerinde, Atatürk Ortaokulu önünde özellikle akşam saatleri servis araçları ile özel otoların parkedişleri konusunda özen gösterilmesini bekliyorum. Sağlıklı günler dileklerimle…
