Dünyanın en uzun süreli evli olan çiftine sorulduğunda yanıtları; “Sabırlı olmak” olarak alınmış.
Sabırlı olmak ya da olabilmek o kadar kolay mı, kolay olabilir mi sizlerin değerlendirmelerinize bırakıyorum, ama yaşam için olmasa bile evlilikler için belki bu çiftin söyledikleri doğru olabilir!
Bu olay elbette ülkemizde yaşanmamış. Tam 80 yıldır yanıtıları bir yastıkta geçen bu çift, Japonya’nın Takamatsu kentindeki bir huzurevinde yaşıyor.
108 yaşındaki Masao ile 100 yaşındaki Miyako çifti 1937 yılında evlenmişler. Bu kadar uzun süredir huzur içerisinde yaşamalarının sırrı sorulduğunda ise; “Sabırlı olmak” yanıtını veriyorlar.
Elbette sabırlı olabilmek, stres ve tartışmalar ile kavgalardan uzaklaştırır insanı. Burasını biliyoruz ama, yaşadığın çevreye, kente ve ülkeye göre de değişiklikler gösterir.
Bir halk deyimi vardır, “Evdeki hesap çarşıya uymadı!”diye. ay sonunda maaşını alan bir insan borçlarını hesaplarken aldığı paranın aynı günde elden gittiğini gördüğünde, hayat arkadaşı bildiği eşi de yeni bir eşya istemekte diretirse; gel de “sabırlı ol!”
Günümüz ekonomik ve sosyal yaşam koşullarına göre “sabırlı olabilmek” kolay bir yaşama eylemi olarak seçilmesi olası değildir. Japon çift bu koşulları uygulamış ve 80 yıldır bir yastıkta yaşamış olarak isimlerini rekorlar kitabına yazdırmış olabilirler.
Bir de insanların ömürlerinin strese dayalı çeşitli hastalıklara davetiye çıkardığını, hatta yenilip içilen gıda ürünlerinin sağlıklı olup olunmadan tüketime sunulduğu noktasını düşündüğümüzde “sabırlı olmak” kolay olabilir mi!?
Birkaç örnek paylaşmak istiyorum okurlarımla. Son bir haftadan bu yana yerel gazeteler; kağıt, kalıp ve aydınger alabilmekte zorluk çekiyor. Dolar zammı gerekçesi ile Adana’daki Bölge satış yerlerinden alınan sözkonusu bu ürünleri peşin para ile satın alamayan yerel gazete sahipleri sıkıntı içerisine girdiler.
Gazetelerin bu tüketim ürünlerinin Kurban Bayramı öncesi ile sonrasındaki satış fiyatlarını da burada yazmıyorum. Çünkü aradaki fark ve uçurum “Sabır taşlarını çatlatır!”
Bizim gazetenin patronu İlyas bey, sosyal paylaşım sitesinden gazetemizin satılması ile ilgili bir açıklama yapmış. Bu konuda bazı kişilerin yorumlarını okuduğumda, gerekçelerini bilmeyen, kendilerince ülkemizdeki bu günleri “güllük-gülistanlık gören” insanların hallerini düşünmeye başladım.
Devletin Resmi ilanlarını yayınlayan gazeteler arasında yeralan Medya’nın bir aylık asgari ücretten işçi maaşları, tam gün sigortaları, kağıt, kalıp, mürekkep, aydınger, elektrik gibi zorunlu giderleri, aylardır eksi üzerinden yürütülmektedir.
Siz sabır ile mutluluktan sözediyorsunuz ama, halkın haberalma hakkı görevini yerine getirmekte olan yerel bir gazete, bu hizmeti sunabilmek adına zor anlar yaşıyorsa, gazeteyi basabilmek için kağıt, kalıp ve diğer ürünleri “Dolar zammı” nedeniyle bulamaz duruma gelmişse, sonumuz nereye gidiyor diye düşünmek gerekiyor.
Bu konuda “Sabırlı olmak” işe yaramıyor! Bence; yerel basının halkın sorunlarını daha rahat dile getirmesinden dolayı, o herkesin inandırılmaya çalışıldığı “Dış güçler” sayesinde Yerel basın kapatılmak isteniyor!
Nasıl ‘sabırlı olalım’ da yıllarca uzun ömürlü yaşayalım? Burası Japonya mı kardeşim! Saygılarımla…
