Evvelimizi ne kadar biliyoruz, ahirimiz ne olacak hiç düşünüyormuyuz. Geleceğimiz bizim ahirimiz olacaktır. Din gününün sahibi bizi toplayacak mahkeme kurulacak ve hesap sorulacak. Hesap sorulacak derken islam sadece hesap sorma inancı medeniyeti değildir. Allah’ın Rahman sıfatı olduğu gibi Rahim sıfatıda vardır. Celal sıfatıda vardır Cemal sıfatıda vardır. Dünyada yaptığımız yanlışımız olduğu gibi doğru yaptıklarımızda vardır. Bunlara mukabil işlediğimiz yanlışlara karşı bize tövbe kapısını açmaktadır. Nihayetinde Allah’ın af sıfatı olduğu gibi mağfiret sıfatıda vardır.
Yani bizim geçici fani dünya hayatımıza mukabil ahiret hayatımızda vardır. Yani hayal bile edemediğiniz ikramların yapılacağı Cennet ve dahi korkulardan korkuların hayal ötesindeki cezanın verileceği Cehennem vardır.
“Cennet ucuz değil, cehennem dahi lüzumsuz değil."
İfadeden de anlaşılacağı gibi; ucuz olmayan cennettir. Yani cennete gitmek için; hakiki iman lazım, ibadet lazım, fedakarlık lazım, nefis ve şeytan ile mücadele gerekmektedir. Ama Allah muhafaza buyursun cehenneme gitmek için bunları terk etmek, yani amele teşebbüs etmemek yeterlidir. Cehenneme götüren ameller, dünyevi kıstaslara göre daha pahalıdır. Aynı zamanda nefis ve şeytan noktasından cehenneme götüren ameller cennete götüren amellerden daha cazip, daha çekicidir.
Kumar, zina, içki, faiz gibi günahlar içinde nefsi cezbeden süfli lezzetler bulunurken; namaz, oruç ve zekat gibi ameller içinde nefsi iten sıkıntı ve meşakkatler vardır. Bu sebeple nefsine mağlup olan insanlar için cennete götüren amellerde bir sıkıntı ve meşakkat varken, cehenneme götüren ameller içinde bir çekicilik ve müptelalık vardır. Cennetin ucuz olmaması; nefsi mağlup etmek ve nefse ağır gelen amelleri işlemek noktasındandır.
Ever değerli okurlarım. Ahirimizi ebedi hayatımızı düşünmede sıkıntımız var derken yani “Ahiretsiz Müslümanlık” derken ahireti inkâr edenleri kastettiğim sanılmasın, aksine ahirete iman edenlerin ahiret gerçeğini ciddiye almamalarına dikkat çekmek gerekiyor diyorum.
Önce kendi nefsime söylüyorum, Ahirete iman ediyor fakat basite alıyoruz, Lütfen Ahiret yok diyen mi var diye aklınıza gelmesin.
Kocaman bir EVET ahiret vardır demek kolaydır. Madem öylede; siyasetimizde, ticaretimizde, kamusal alanımızda, sanatımızda, kültürümüzde, sanalımızda, sosyal hayatımızda, yargımızda, yürütmemizde, yasama sistemimizde şahsımızda, ailemizde ne kadar ahiret vardır lütfen bir düşünelim silkelenelim, kendimize gelelim.
Yine kocaman bir EVET, yaşadığımız hayatımızda ahiret yokmuş gibi bir gidişatımız var gibi gibi. Ahval ve şeraitimiz, hayatımız gerçekten ahirete iman edenlerin hayatına ne kadar benziyordur. Ahiret afakileşiyor. Ahiret ufkumuz daralıyor. Ahireti çağrıştıran her şey birer birer hayatımızdan çıkıp gidiyor, dünyanın debdebesi, maddesi, menfaati ahireti unutturarak maneviyatı eritiyor buharlaştırıyor.
Ahireti hayatımızın dışına ittiğimizde adalet, ahlâk, asalet, anlam ve amaç bütünlüğünü kaybediyoruz. Yozlaşmanın, çürümenin, kokuşmanın, kirlenmenin önüne geçmeniz zorlaşıyor. Ahiret şuurumuz yoksa alçalmanın ve azgınlaşmanın önünü geçmemiz mümkün değildir.
Ahiretin sustuğu yerde arzular konuşmaya başlıyor. Ahiret bağlantısı olmayan kapital, kariyer, koltuk, konfor, kalem, klavye, kelime, kâr, kazan kazan politikası kurtuluş değil kahırdır. Ahiret ötelenince kişi kendini ötekiler üstü görmeye başlar… Şımardıkça şımarır… Kendini hesap durulmaz firavun zanneder.
En büyük yanlış ahiri düşünmeden yapılan yatırımlar, bağlantılar ve birlikteliklerdir.
Düşünsenize; yoksa ahiret dünyaya feda mı ediliyor yoksa dünya için ahireti satıyormuyuz?
Ahirete gerçek manada layıkı vechile inanmak ahirete varmadan ahirete hazırlanmaktır. Ahiret inancımız diriyse biz de diriyiz demektir.
Aynel Yakîne dönüşmemiş, yerli yerince yerleşmemiş bir imanla ahirete yürünmüyoruz arkadaşlar. Allah’ı görüyormuşçasına Allah’a kulluk etmek, Ahireti görüyormuşçasına ahirete iman etmek durumundayız. Ahiret konusunda müjde gelmedi bize. Yoksa Yahudilerin düştüğü yanılgıyı mı yaşıyoruz? Vicdanları besleyen, ruhları ayağa kaldıran, yürekleri diri tutan ahiret ufkumuzdur. Hesap gününü hesaba kattığınızda hayatın rengi değişecektir. Ahireti mezar da değil, yürüdüğümüz yolda, yaptığımız işte, kurduğumuz cümlede, her katıldığımız aktivite de aramak durumundayız.
Amcanın birisi bana şöyle bir soru sormuştu.
-Hasan bravo seni tebrik ediyorum. Okumuşsun güzelde yapmışsın. Seni bu kadar okumaya sevkeden nedir dedi, ben ise hiç düşünmeden iş bulmak için okudum demiştim.
Amca cevap veriyor ve diyorki; keşke Allah rızası için okudum deseydin, Allah rızası için yapılan her eylem ibadet hükmündedir demişti.
Anın değerini bilmek ahiret bilincinin kendisidir. Ahiret inancı bizi inşallah arındıracaktır.
“Doğrusu siz ahireti uzak görüyorsunuz.” (Kıyame, 21)
Allah’ın adı ile okuyana, yazana, ve ahiri için muamelatta doğruyu hayatına tatbik edenlere selam olsun.