Geçtiğimiz hafta Osmaniye Belediye Başkanı tarafından bir açıklama yapıldı. Sıradan bir hafta sonuydu, halkın haber alma özgürlüğü için haber peşindeydik: ve birden… Masaya bir “ölü kedi” düştü.
Siyaset biliminde “ölü kedi stratejisi” diye bir kavram vardır. Medya ve kamuoyu bir konunun içine fazla dalmışsa, yani gündem sizin açınızdan pek iç açıcı değilse, birden masaya şok edici bir şey atarsınız.
Tabii mecazi anlamda: Mesela “ölü bir kedi”. Herkes o anda “Aman Allahım, masada ölü bir kedi var!” diye bağırır. Kimse artık sizin başarısızlığınızı, hatalarınızı konuşmaz. Herkes o şok edici ve ilgisiz meseleyle meşgul olur.
Bu stratejiyi İngiltere’de eski Başbakan Boris Johnson dillendirmişti ama uygulama konusunda bizim yerli ve milli siyasilerimizin eline kimse su dökemez.
Özellikle Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan bu işin üstadıdır. Ne zaman gündem daralsa, bir Karadeniz gazı, bir Gabar petrolü, bir milli teknoloji hamlesi duyurulur.
Milyonlarca kişi, gündemin esas parçasını bir kenara bırakır ve gözünü yeni “kedi”ye çevirir.
Gelelim Osmaniye’ye…
Hafta sonu Belediye Başkanı, hepimizi şaşkınlığa uğratan bir açıklama yaptı.
Açıklamada: “Osmaniye İl ve Yerel Yönetimi için yukardaki haritada tarihi ve kültürel köklerimizin sürekliliği olan Erzin ve Dörtyol’un da “ana şehir” Osmaniye’mize avdet etmesi, geri dönmesi tarihimize saygının bir gereğidir.” şeklindeki ifadeye bir kısmımız “Şaka mı bu?” derken, bazıları sosyal medyada haritalar çizip heyecanlandı bile.
Oysa aynı söylemi önceki dönem belediye başkanı da dile getirmişti. Hatta bir ara Ceyhan ve Yumurtalık’ın Osmaniye’ye bağlanarak büyükşehir olacağını söylemişti.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar da bu iddialara hayli öfkelenmişti. Neyse, üzerinden zaman geçti, unuttuk...
Şimdi de işler pek farklı değil. Kentimizin temel sorunları hâlâ dururken, büyükşehir olma hayalini yeniden masaya sürmek tam da “ölü kedi” taktiğinin karşılığıdır.
Gerçekler ortada: Osmaniye’nin nüfusu, ekonomik yapısı, altyapısı ve kent kimliği, büyükşehir statüsünü kaldırabilecek düzeyde değil. Önce bir şehir olalım, sonra zaten büyürüz.
Yönetimden beklenen şey hayaller satmak değil, sorun çözmek. Vatandaşlar suya, yola, ulaşıma belki size garip gelecek ama umumi tuvalet hizmetinize bile bakar.
Büyükşehir olmak bir vizyon meselesidir elbette, ama vizyon sadece haritayla, sınırlarla, tabelalarla çizilmez.
Masaya ölü kediler atmakla gündem değişebilir ama halkın gündelik derdi öyle kolay kolay değişmez. Biz Osmaniye’de hâlâ kışın çamur dolu çukurlu sokaklarda yürüyoruz, arabamızı çarşı içine park ederken zorlanıyoruz ve yaz ortasında susuz kalabiliyoruz.
Gerçeklerle yüzleşmeden büyük laflar etmenin kimseye faydası yok. Masadaki ölü kediyi kaldırmak da, masanın etrafında gerçekleri konuşmak da bizim elimizde.
Yorum Yazın