Bu kutlu mescidi herşeyiyle anlatmak ciltlerce kitabı dolduracağından, sâdece Ravzâ-i Tâhire'deki, Peygamberimizin hâtırâlarını taşıyan en önemli sütunlardan bahsetmekle yetineceğiz. Ravzâ-i Tâhire, Medine'deki Mescid-i Nebevî'nin içinde bulunan Peygamberimizin türbesi ile minberi arasına verilen isim. Bu ismi bizzat Peygamberimiz takmış ve şöyle buyurmuştur: "Benim mezarım ile minberim arası, cennet bahçelerinden bir bahçedir."
Ravza, “bahçe “demektir. Tâhire ise “tertemiz”Mescid-i Nebî'de her taraf kırmızı halılarla kaplı iken, Ravza-i Mutahhara'daki halılar yeşildir. Burada bulunan 12 sütun, Sultan Üçüncü Selim'in emriyle mermerle kaplanmış ve pâdişahın bizzat kendisinin yazdığı Na'tı Şerif, bu sütunlara sülüs hattı ile kabartmalı bir şekilde nakşolunmuştu. Bu sütunlardan 8 tânesinin çok özel bir kıymeti var. Her biri peygamberimizin hâtırâlarıyla süslenmiş bu 8 sütunun üzerine, hâtırâların kaybolmaması için yine 3. Selim tarafından isimleri yazılmıştı.
Peygamberimiz zamânında Mescid-i Nebevî'nin sütunları, hurma ağaçlarıydı. Daha sonraki zamanlarda bu ağaçlar sökülerek yerine direkler dikildi. Lâkin hiçbir zaman yerleri değiştirilmedi. Şu an hâlâ Peygamberimiz zamanındaki hurma ağaçlarının yerlerinde duruyorlar. Sonraki yıllarda ilâve edilen pek çok sütunla birlikte, sütun sayısı 327'ye ulaştı. Bu sütunların 22 tânesi maksûrenin içindedir. (Maksûre, Rasûlüllah, Ebû Bekir ve Ömer'in yanyana kabirlerinin bulunduğu odaya denir) Şu an Mescid-i Nebevî'de iki tip sutun vardır ki; Tabanları pirinçle kaplı, Osmanlılara âit kırmızı direkler (sonradan Suûdîler tarafından beyaza boyandığı için hafif pembemsi bir renk almışlar) ve Suûdîler'e âit beyaz direkler. Duvar diplerindekiler kare, diğerleri yuvarlaktır. Şimdi gelelim, hâlâ asr-ı saâdetin hâtırâlarını taşıyan ve üzerlerinde isimleri yazan meşhur 8 direk vardır.
KOKULU SÜTUN
üSTUVANETUL MUHALLAKA
* Bu sütun Efendimiz Aleyhisselam’ın ayrılığına dayanamayıp, ağlayan hurma kütüğünün yerine konmuştur.
* Bu sütun Mihrab-ı Nebi'ye kıble cihetinden yapışık olan sütundur. üzerinde Arapça olarak: "
* HAZIHI üSTUVANETüL MUHALLAKA" yazar.
* Bu sütuna Mushaf Sütunu da denir. Sahabi Efendilerimiz bunun önünden namaz kılmaya gayret ederlerdi.
AİŞE SüTUNU Bu sütün minber tarafından üçüncü, Kıble tarafından üçüncü, Kabri şerif tarafından da üçüncü sütundur. Aişe validemiz yerini tayin ve tespit ettiği için onun adını taşır. üzerinde Arapça; "HAZIHI üSTUVANETüL AİŞE" yazar.
VUFUD SüTUNU.
* Bu sütun da Hücre-i Saadet' in parmaklıklarına yapışıktır. Kuzeyden Hares Sütununun arkasına düşer.
* üzerinde Arapça; "HAZIHI üSTUVANETüL VüFUD" Yazar.
* Vüfud, dışardan gelen heyetler anlamındadır.
* Efendimiz Aleyhisselam yabancı heyetleri burada kabul ederdi.
* SERıR SüTUNU
* Tövbe Sütununun Doğusundaki sütundur. Hücre-i Saadetin parmaklıklarına yapışıktır.
* üzerinde Arapça; "HAZIHI USTüVANETUS SERIR” yazılıdır.
* Serir, karyola anlamındadır. ıtikaf zamanları Efendimiz Aleyhisselam karyolasını buraya koyduğundan bu isim verilmiştir. Burası Efendimiz Aleyhisselam'ın evi ile mescidinin tam ortasındadır.
* HARRS SüTUNU
* Kuzeyden Serir Sütununun arkasına düşmektedir. üzerinde Arapça;
* "HAZIHI USTINANETUL MAHRES" Yazar. Mahres denmesinin sebebi; Efendimiz Aleyhisselam’ın korumaları bu sütünün dibinde otururlardı. Hazreti Ali'nin evine yakın bir yerde bulunduğu için Ali Sütunu da denir.
* EBU LüBABE SüTUNU
* Tövbe sütunu da denir. Minber tarafından dördüncü, Kabr-i şerif tarafından ikinci, Kıble tarafından ise üçüncü sütundur.
* Bu ismi taşıması Ebü Lübabe'nin işlediği bir hatadan dolayı kendisini bu sütuna bağlayarak "Allah beni affedinceye kadar burada kalacağım" demesinden ve orada tövbe etmesinden dolayıdır.
* Enfal Suresi 27. Ayet, Ebu Lübabe hakkında nazil olmuştur.
* Bu sütunun bir başka önemi, Efendimiz Aleyhisselam’ın kabrinin, hatta başının hizasında olmasından dolayıdır.
* MARBAATUL KABR SUTUNU
* Bu sütuna Makam-ı Cibril de denir. şimdi bu sütun Resulullah Aleyhisselam’ın Kabri şerifin içinde olduğu için, ziyaret etmek ve görmek mümkün değildir.
* şüphesiz bu sütunların hepsinin ayrı ayrı faziletleri vardır. Mescid-i Nebevi birkaç kere yandığı ve defalarca tamir görüp genişletildiği halde bu sütunların yerleri değişmemiştir.
Ravza-i Mutahhara, Medine'deki Mescid-i Nebevî'nin içinde, İslam dini peygamberi Muhammed'in (sav) mezarından minberine kadar olan özel yerdir. Riyazul Cenne yani Cennet Bahçeleri olarak da bilinir. Ravza bahçe anlamındadır.
Henüz, küçük idim ilk seni sevip sarınca sararıp solmuş mum olup erimiştim.
Çok üzülmüş'tüm araya, gurbet girince
Hem şaşırdım, hem mest oldum seni görünce rabbim ravzanın cennet bahçelerinde tekrar namaz kılmayı nasip eyle bizlere elf elf selam aleyk ya Resulallah
MEKKENİN KOMŞUSU