Ramazan ayında yoksul ve ihtiyaç sahiplerine, gıda paketleri dağıtılır.
Hayırsever işadamları veya esnafın dağıttığı bu yardım paketlerinden alan ihtiyaç sahipleri ise dualar ederek, Ramazan ayındaki beslenmelerinden duydukları memnuniyetleri bildirirler.
Hayır yapmak, çevrenizdeki insanlara yardımcı olmak, paylaşmak güzelliktir, mutlulukların paylaşılmasıdır.
Osmaniye’de de dağıtılan yardım paketlerinin bazılarında yaşanan sıkıntıları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Gıda paketlerinin içerisinden çıkan ürünlerin son kullanım tarihlerinin geçtiğini gören vatandaşlar tedirginlik yaşadıklarını anlatıyorlar.
Burası çok önemli, Ramazan ayında yardım paketi hazırlayacaksın, fakire-fukaraya hayır ettiğini söyleyerek dağıtacaksın. Ama bu dağıttın ürünlerin son kullanım tarihleri geçmiş ve bayat olacak.
Elden çıkarılmak istenen ve vitrinlerde bayatlayıp para ile satamadığınız ve müşterilerin almadığı ürünleri yardım adı ile yoksul insanlara dağıtma hareketinin insaflı bir yanını göremiyorum.
Özellikle de gıda ürünlerinin tarihlerinin geçmiş olması, bulgur veya pirinçte bit olması ise ayrı bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Ramazan ayında yoksula yardım etti desinler diye gıda paketleri hazırlamak yerine, hiç hazırlanmasa daha iyi bir davranış yapmış olacaklar.
Gösteriş için kutsal ay içerisinde yapılanları izlediğimde onlar adına üzülüyorum. Gerçekten yardımcı olmak isteyenler, gıda ürünlerinin en tazesini ve sağlıklısını paket yaparak, kendilerinin yedikleri ürünlerden olmak koşulu ile dağıtılıyorsa bunun adına yardım ve hayır denilir.
Kendilerinin evlerindeki hayvanlarına bile layık görmedikleri gıda ürünlerini Ramazan ayında paket yaparak ihtiyaç sahibi ailelere yardım ve hayır olarak dağıtanların gösteriş meraklısı ve inanç sömürücüleri olduklarına düşünüyorum.
Böyle yapmayan hayırseverlerin de olduğuna inanıyorum. Benim sözlerim, tarihi geçmiş gıda ürünlerini dağıtanlara ve reklamını yaptıranlaradır.
Bir başka konuyu daha gündeme taşımak istiyorum. Ramazan ayında çıkarılan çiftelik ve susamlı ekmeklerin kokuları yollarda ve kaldırımlarda yürüyen insanları rahatsız ediyor. İftara yakın evlerine gitmek isteyen insanlar susamlı ekmeklerin kokusunu burunlarında hissetmesiyle açlıklarını anımsıyor ve oruçlu halleriyle iç geçirmek zorunda kalıyorlar.
Bir de bu ekmeği alamayan ve yiyemeyen oruçlu insanı düşündüğümüzde her Ramazan ayında insanların nefislerini bu şekilde istekli hale getirmenin doğru olmadığını düşünüyorum.
Akşam saatlerinde kaldırımlara masa-sandalye kurup iftar açmak için oturtulan insanlar ve lokanta sahiplerinin bu hareketleri gayet doğalmış gibi görülüyor. Oysa kaldırımdan geçmek isteyen insanların yürümelerinin engellendiği gibi, birde iftar zamanında yemek kokusu oruçlu insanların gözleriyle ve midesi arasındaki düşünceleri akla getiriyor. Hava sıcaklığı bahane edilerek kaldırımlarda iftar masaları kurulmasını doğru bulmadığım gibi, oradan geçen oruçlu bir insan evinde orada gördüklerinin yarısını bile yiyemeden orucunu açıyorsa, bu olayı da doğru bulmuyorum. İnançlar yaşanır, gösteriş için yapılmaz. Saygılarımla…
