19 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.5954
EURO34.7685
ALTIN2497.1
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Ramazan denince

Ramazan ayı yaklaşırken, hazırlıklar yapılır, iftar sofralarının bol olması için yeni yiyecekler çıkarılır.

Marketlerin çoğalması, lokanta türleriyle birlikte yiyeceklerin de bollaşması ile birlikte iftar sofraları evlerden sokaklara taşmaya başladı.

Akşamları iftar zamanı yaklaşırken lokantalar masa ve sandalyelerini kaldırımlara kurarak, ekmek, salata ve kaşıkları da masanın üzerine yerleştirip müşteri beklemeye başlar oldular.

Yoldan geçen araçların tozları masanın üzerindeki gıda maddelerinin üzerine konması olayını lokantacılar düşünmediği gibi, iftarını açmak üzere masaya oturan aileler de pek aldırış etmez hale gelir oldular.

Ramazan ayıdır idare et anlayışı ile kaldırımlar lokantacıların işgal yerleri olmaya başlayacak.

Fırınlara gelince ekmek türleri de artacak. Susamlısı, susamsızı, az susamlısı ve çiftelik pideler vitrinlerde boy gösterecek. Pideler üç-dört değişik fiyattan satılmaya başlayacak. Tekli pide bulamayacağız, mutlaka çiftelik pide almak zorunda kalacağız.

Sabahleyin bakkallar ve işyerleri saat: 09.00’dan önce açılmayacak. Sabahın erken saatlerinde Ramazan ayı bahanesi ile insanlar işyerlerini geç açacaklar.

Hasta olanlar, çocuk sahipleri ve oruç tutamayanlar ekmeklerini sahur zamanında alamazlar ise sabahleyin  erken saatlerde ekmek alabilmek için bakkal aramaya başlayacaklar.

Öğle saatlerine doğru işyerlerinin sahipleri arka odada uyumaya başlayacak, işçiler ise gelen müşterilerle ilgilenecek. İşletmecinin sorulduğunda işçiler yanıt verecek; “Patron biraz dinlenmeye çekildi, malum yorulmuş oruç tutuyor!”

Patron oruç tuttuğu için dinlenmeye çekilirken, işçisi sanki oruç tutmuyor, sanki onların dinlenmeye gereksinimleri yok gibi bir algı ortaya çıkıyor.

İkindi saatleri geldiğinde kimsenin yanına alacak istemeye gitmeyeceksin. Çünkü işyeri sahibi ikindi namazını kıldıktan sonra evine gider ve alacak için gelenler de işyeri sahibini değil, işçileri bulabilir.

Bunun bir de farklı tarafını düşünelim. Diyelim işyeri sahibini buldunuz, alacağınızı isteyeceksiniz. Alacağınız yanıt mı; “ Ramazan ayı, işler kesat be kardeşim. Ramazan’dan sonra görüşelim!”diyebilir.

Ramazan ayı, açların halinden anlayabilmedir. Oysa, iftar zamanı yaklaştığında susamlı pideyi fırından alıp sokakta yürürken o taze ekmeğin kokusunun çevrede taze ekmek alamayan çocuklara nasıl koku vereceğini kaç kişi düşünebiliyor? Akşamları iftar sofrası yaklaştığında pirzolayı, şiş kebabı dumanlarını çevreye yayılarak yemeye hazırlanırken, et kokusuna komşu çocuklarının ne kadar dayanabileceğini kaç kişi düşünebiliyor?

Şimdi diyeceksiniz ki; “Yılda bir ramazan ayı geliyor, evimizde rahatlıkla şiş kebap yapıp yemeyelim mi?”

Yiyin, afiyet olsun! Ama Ramazan ayının kutsallığını ve önemini düşünerek evinizdeki sofralarda kokusu çevreyi etkileyecek yiyeceklerden sakınmaya özen gösterin. Ya da gidin piknik yerlerinde kebap yapıp çocuklarınızla yiyin. Mahallenin ortasında komşu çocuklarını ve alamayanları da düşünün!

Ben az söyledim, anlamak isteyenler fazlası ile anlamış olmalı. Sağlıklı Ramazanlar dileklerimle, saygılar….

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar