Haber programlarında yüzdelik rakamlar havalarda uçuşuyor. Her gün yeni bir teşvik her gün mal ve hizmet ürünlerinde yeni indirim oranları açıklanıyor. “Büyük müjde” spotuyla verilen rakamların doğruluğunu araştırmak mümkün değil çünkü o kadar çok sayıda müjde verildi ki. Hepsi birbirine karıştı, her şey birbirine girdi.
Mal ve hizmet ürünlerinde fiyat indirimi olarak verilen müjdelerin yanında farklı ve dikkat çekici müjdeler de var. “Trakya’da doğalgaz madeni bulundu”.” Savunma sanayisi için ürettiğimiz silahlara yurt dışından talep patlaması yaşanıyor”. “ İhracat rakamlarımız rekor kırıyor”. “Bilmem ne bakanlığı on bin memur alacak”.
Arşiv taraması yapanlar benzer hatta birebir aynı müjdelerin, her seçim döneminde dile getirildiğini rahatlıkla görebilirler.
Hassas ekonomik dengeler ve dış konjonktürden dolayı dışarıya karşı hırçın bir üslup kullanamayan Akp, milliyetçi ve muhafazakar tabanı konsolide edebilmek için farklı arayışlar içine girdi. Bunun yanında hayat pahalılığının seçmenler üzerinde oluşturacağı negatif algının önüne geçilmeye çalışılıyor. İndirim oranı adı altında havalarda uçuşan rakamların sırrı bu.
Enflasyonun sebepleri, soğan, patates stokları vs ile ilgili ileri sürülen savlar mizah dergilerinin içeriğini aratmayacak derecede gülünç. Coğrafi konumu, toprak yapısı su kaynakları itibariyle olağanüstü tarımsal olanaklara sahip bir ülkenin bu durumlara düşmesi ise çok acı.
Beka (varlık yokluk) sorunu önümüze koyuluyor. Bu toprağın insanları milli mücadele ile yurduna sahip çıkma direncindeki yeterliliği tüm dünyaya kanıtlamıştır. Ülkemizin beka sorunu yok. Bu toprakların bedeli sabırla, açlıkla, kanla ödenmiştir. Her Türk vatandaşı bunun bilincindedir.
Üzülmemiz gereken şey kaybettiğimiz zamandır. 2. Dünya savaşında yerle bir olan ülkelerden ekonomik ve teknik altyapı olarak çok geride kaldığımız için, önümüzde Güney Kore gibi örnekler dururken, hala tutarsız ve zamanı geçmiş ekonomik modelleri uygulayarak vakit kaybettiğimiz için üzülmeliyiz.
