26 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.5817
EURO34.9932
ALTIN2460.8
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Pompala-şişir!..

Aracın lastiğinin havası inmişse; pompalayıp şişireceksin ve sonra yoluna devam edeceksin.

Pompaladıktan sonra, lastik patlamışsa veya delik oluşmuşsa istediğin kadar pompala ve şişir yine de patlak lastikle yola devam edemezsin!

Pompalarım, şişirir ve devam ederim iddiası ile yola çıkarsan da, patlak lastiğin şişmesi sonucunda oluşabilecek kazaları da hesap etmek zorundasın demektir!

Bu ayın son günü seçmen vatandaşımız sandığa giderek oylarını kullanıp, yerel yöneticileri belirleyecekler.

Demokrasinin bir gereği olarak vatandaş gönlünde yatan bir adaya tercihini yapacak. Oy verdiğiniz aday kazanır veya kazanamaz, sandıktan çıkan sonuç ne ise kabullenmek en doğru olanıdır. 

Önemli olan; hilesiz olarak seçmenin tercihinin kayıtlara geçirilmesi, bunun için de sandık görevlileri ve gözlemciler vicdanlarında önemli sorumluluk taşımaktadır.

Seçim günü yaklaştıkça, özellikle siyasilerin hırçın davranışları ile ayrımcı konuşmaları hoşuma gitmiyor. 82 milyonluk Türkiye’de, belirlenen koşulları taşıyan her vatandaşımızın seçme-seçilme hakkı bulunmaktadır. Seçimi kazanma hırsı ile kendinden olmayanları farklı bir dille eleştirmek, ötelemek veya onlara hakaret içeren sözcükler kullanmak doğru bir davranış olmasa gerek.

Din ve inancın siyasete alet edilmemesinin önemi burada bir kez daha ortaya çıkıyor.

Yalan konuşmak, iftira atmak, başkalarının aleyhinde olumsuz sözler kullanmak, karalamak, en önemlisi de inançlar üzerinden yapılan yaymaca ile insanları kendine çekme girişimlerinin; “Din ve inanca” ters düştüğünü düşünüyorum.

Bu konuda Diyanet İşleri yetkililerinden uyarıcı şekilde tek sözcük edilmemesi de kaygı verici bir durum olsa gerek!

Halk arasında “Ayıp!” denildiğinde, akla ilk gelen “iki bacak arası” oluyor ya! Oysa olayın aslı hiç te öyle değildi, o kişinin anlayış biçimine göre yorumlanan bir sonuçtur.

Bana göre, imanlı ve inançlı siyasetçi, konuştuğunun arkasında duran, dün söylediğini ertesi günü inkar etmeyen kişi olmalıdır. 

Maddi veya manevi olarak elinizdeki olanakları kullanarak bir yere aday olabilir veya gösterilebilirsiniz.

Aday olmak; yöneteceğiniz kurumun koltuğuna oturduğunuzda hakkını, halka hesabı ile verebilme olmalıdır.

Eğer projeleriniz yoksa, çevrenizde isim yapmak veya “ben de varım!” demek adına aday olmuşsanız, önce kendi kimliğiniz, sonrasında halkla alay ediyorsunuz anlamı akla gelir!

Projeniz varsa ve seçimi kazanmışsanız eğer, koltuğa oturduğunuz ilk günden itibaren halka verdiğiniz hizmet verme sözlerini yerine getirebilmek için gecenizi gündüze katarak çalışarak, “Helal olsun!” dedirtememişseniz, bir daha aynı göreve aday olmayacaksınız.

Ülkemizde yaşayan insanların yüzde 99’unun Müslüman inancına sahip olduğunu söyleriz. Yönetici kadrolarında; seçimle gelen veya atananların da konuşmalarına baktığımızda
“Müslüman” kimliğini selamları veya sohbetleriyle anlatmalarına tanık olmaktayız.

Din, inanç, tarih ve kültür; anlatılmakla değil bildiklerini sosyal yaşamında uygulamakla doğru orantılı olmalıdır. Adaylarımızdan ve siyasetçilerimizden halkımız “barışçıl konuşma” beklemektedir. Saygılarımla…
 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar