Osmaniye’mizin en eski parklarından biriydi merkezdeki Şehit Halil İbrahim Karaoğlanoğlu Parkı.
Eski Belediye Başkanlarından İskender Türkmen bakım yaptırdı, yeni fidanlar diktirip, düzenleme yaptırdı. Sonrasında yine eski Belediye Başkanlarından Mehmet Gürbüz bakım yaptırdı, yeni fidanlar diktirdi.
Sonrasındaki yıllarda bu parkın ismi bile unutulduğu gibi, halk arasında Merkez Parkı denilmeye başlandı.
Bu parkın iki giriş kapısında parkın ismi yazılıydı. Bugün o isimleri yerinde göremiyoruz. Parkın girişinin önündeki bankamatiklerden para çekip makbuz alanlar baksınlar; “Karacoğlan parkı”yazıyor. Bankamatik bile ismini kendine göre vermiş.
Parkın ortasında su havuzu var, ancak bir türlü suyu göremiyoruz.
Ağaçların bazıların budanması gerekiyor, çevre düzenlemesi yapılması gerekiyor. Ama bu parkımız bakımsızlıktan, onarım yapılmamaktan dolayı sanki kendi kaderine terkedilmiş gibi dikkat çekiyor.
Osmaniye’nin merkezindeki bu parkımızın diğer parklardan daha bakımlı, düzenli ve yeniliklerle donatılmış olmasında yarar görüyorum.
Özellikle hafta sonları askerler izine çıktıklarında bu parkta oturup dinleniyorlar. Yine değişik illerden yakını gelen askerlerimiz bu parkta aileleriyle buluşup görüşüyorlar.
Bir defasında bir askerin babası ile otururken gelen telefon konuşmasına tanık oldum.
Telefondaki asker babası parkta oturduğunu söylüyordu, karşısındaki kişi ise Osmaniye’nin hangi parkında oturduğunu sormuş olacak ki, parkın isminin olmadığını söylerken benim yüzüm kızardı.
Parkın ismini söyledim, ama vatandaşın bana verdiği yanıt ilginçti; “Madem ki bu parkın bir ismi var, hem de Kıbrıs Barış harekatında şehit düşün bir Albay’ın ismi verilmiş, neden parkın girişinde adı yazmıyor?”deyince yanıt veremedim.
Osmaniye Belediye Başkanı Kadir Kara, kentin değişik mahallelerinde yeni parkları hizmete açıyor, muhtarlık binalarını da içine yerleştiriyor.
Bu çalışmalar halkımız açısından güzellik. Ancak kent merkezindeki Karaoğlanoğlu parkına da bir düzenleme yapılsa, ismi giriş kapısına yazılıp asılsa bu güzellikleri de halkımızla birlikte paylaşsak daha iyi olmaz mı?
Geçtiğimiz günlerde Mehmet Akif Ersoy mahallesindeki parka akşam saatinde uğradığımda, tuvaletlerin kapılarının kilitli olduğunu söyleyen vatandaşların şikayetlerini dinledim. Bu konuda da biraz duyarlılık gösterilmeni kamuoyu adına beklediğimi belirtmek isterim.
Gazetecinin görevi eksik ve aksaklıkları görüp, yetkilileri harekete geçirmektir. Ancak yaptığımız haber ve yayınlanan fotoğraflardan rahatsızlık duyanlar, kendi hatalarını kabul etmek yerine farklı anlamlar çıkarıyorlar. Bu da Osmaniye adına bizleri üzüyor.
Geçtiğimiz günlerde kaldırıma parkeden dört otomobilin fotoğraflı haberini yayınladığımda, araçlardan birinin sahibi ertesi günü beni arayıp, otomobilinin fotoğrafını gazeteye koymamda kasıt aradığını söylüyordu.
Ben beklerdim ki, kaldırımı işgal ettiğinin farkına varıp, bir daha böyle bir durum olmayacağını söylemesi gerekirken, telefonda konuştuklarını bir esnafa yakıştıramadığım gibi, varlığından da sözederek, aynı şekilde basitleşiyordu. Saygılarımla…
