Yolda yürürken bir insana çarparsınız, ondan özür dilerken; “Pardon fark edemedim, özür dilerim!”diyenler olmuştur.
Pardon demenin de bir mantığı ve gerekçesinin bulunduğunu iyi bilmek gerekiyor!
İşin içine PARA girdiğinde veya kendi çıkarları ön plana geldiğinde böylesi bir nezaketi göstermeyenler, günün birinde kapana yakalanırcasına yanıt veremeyecek duruma gelebilirler!
Bir cinayetin ardından, “Pişmanım, olmasını istemezdim!”sözleri, ayrıca takım elbiseli sanıkla ilgili Hakim’in verdiği “indirim” kararlarını okumuş veya duymuş olmalısınız.
Ülkemizde 40 yıldır devlet içinde örgütlenme çalışmaları yaptığı resmi ağızlardan açıklanan Fetöş’cülerle ilgili haberlere ben gülüyorum. Onlar diyorlar ki; “Pardon! Fark edememişiz!”
Allah’ı ve Kur’an-ı kerim’den ayetleri ağızlarından düşürmeden konuşanlar, siyasi konuşmalarında bile inanç sömürüsü yapmaktan geri kalmayanlar, böylelikle seçimler sonunda seçilenleri izliyorum.
Son yıllarda, Atatürk’ün adının belli yerlerde silinmeye çalışılması, büstlerinin kaldırılması, makamlardaki fotoğraflarının kaldırılması, Andımız’ın okullarda okunmasının kaldırılması, resmi kurumlarda T.C.’nin silinmesi gibi olayların ne zaman başladığını anımsatmak isterim.
Bu yazdıklarımın yaşandığı döneme baktığımızda, şu anki siyasi partinin iktidarı karşımıza çıkıyor. Peki şu anki Ak Parti iktidarı 15 temmuz darbe girişimi sonrasında ne gibi düşünceyi uygulamaya başladı? Çünkü, o olayları parti içerisinde ve kamu kurumlarında uygulatan fetöş’ün hainleriydi! Ak Parti iktidarı ise bunların farkına varmak yerine, “iyiniyetli” oldukları yanılgısına kapıldılar!
Fetöş’ün elemanlarının çalışmaları ve örgütlenmelerinde parmağı bulunanlar, maddi-manevi destekleri olanlar incelenip, gözaltına alınıyor. Böylesi bir olayda öncelikli olarak; “seçimlerde başarılı olmaları için FETÖ’nün (viağrası) ile halkın arasına girerek, mahalle toplantılarında ve cemaat evlerinde, hatta onların STK’larında özel toplantılar yapanların da araştırılması önemli değil mi?
Şu anda ülkemizde yaşanan sıkıntının; Atatürk’ün ‘din ile devlet işleri birbirine karıştırılmamalı’ sözünün çiğnenmesi ile birlikte bu olaydan oy çıkarı elde etmek isteyen zihniyetin ortaya çıkardığı SIKINTI olarak görmekteyim.
Atatürk ve onunla birlikte yönetimdeki arkadaşlarına “Sarhoş!” diyen gazeteler, (10 Kasım gününde Atatürk ile ilgili tek söz yazmayan gazete), Ayrıca 13 yaşındaki kız çocuğuna tecavüzden tutuklanan “inançlı” bir gazetenin köşe yazarı, TBMM’ndeki yemin töreni sırasında Türban sorunu yaşanması nedeniyle Milletvekili Merve Kavakçı’ya destek veren gazeteci Nazlı Ilıcak. Merve Kavakçı bugün nerede, Nazlı Ilıcak nerede?
Meslek yaşamın boyunca bu meslekte Yurtsever olduğum için, farklı zihniyetteki sapıklar tarafından dışlandım. Ama her zaman benim boynum dik, onların ki ise günün birinde bükük olarak karşıma çıktılar.
Bugünlerde, Ülkemiz gerçeği ile ilgili o kadar gündeme ilişkin yazılarım var ki, gazetemizin sütunları bile yetersiz kalıyor…
“İntikam duygum yok!” Ancak, sana çektirmişlerse onlarla ilgili bilgi ve belgelerin de varsa, bu belgeleri de değerlendiren YASA’nın yetkilileri varsa açıklamak gerekir.
“Dünyadaki üç kuruşluk çıkarları için en yakınlarını satarak kasalarını dolduranları, halkla alay edip, insanları ayrıştıranları” bu sütunlarda takip ederseniz, öğrenirsiniz! Saygılarımla…
Pardon demenin de bir mantığı ve gerekçesinin bulunduğunu iyi bilmek gerekiyor!
İşin içine PARA girdiğinde veya kendi çıkarları ön plana geldiğinde böylesi bir nezaketi göstermeyenler, günün birinde kapana yakalanırcasına yanıt veremeyecek duruma gelebilirler!
Bir cinayetin ardından, “Pişmanım, olmasını istemezdim!”sözleri, ayrıca takım elbiseli sanıkla ilgili Hakim’in verdiği “indirim” kararlarını okumuş veya duymuş olmalısınız.
Ülkemizde 40 yıldır devlet içinde örgütlenme çalışmaları yaptığı resmi ağızlardan açıklanan Fetöş’cülerle ilgili haberlere ben gülüyorum. Onlar diyorlar ki; “Pardon! Fark edememişiz!”
Allah’ı ve Kur’an-ı kerim’den ayetleri ağızlarından düşürmeden konuşanlar, siyasi konuşmalarında bile inanç sömürüsü yapmaktan geri kalmayanlar, böylelikle seçimler sonunda seçilenleri izliyorum.
Son yıllarda, Atatürk’ün adının belli yerlerde silinmeye çalışılması, büstlerinin kaldırılması, makamlardaki fotoğraflarının kaldırılması, Andımız’ın okullarda okunmasının kaldırılması, resmi kurumlarda T.C.’nin silinmesi gibi olayların ne zaman başladığını anımsatmak isterim.
Bu yazdıklarımın yaşandığı döneme baktığımızda, şu anki siyasi partinin iktidarı karşımıza çıkıyor. Peki şu anki Ak Parti iktidarı 15 temmuz darbe girişimi sonrasında ne gibi düşünceyi uygulamaya başladı? Çünkü, o olayları parti içerisinde ve kamu kurumlarında uygulatan fetöş’ün hainleriydi! Ak Parti iktidarı ise bunların farkına varmak yerine, “iyiniyetli” oldukları yanılgısına kapıldılar!
Fetöş’ün elemanlarının çalışmaları ve örgütlenmelerinde parmağı bulunanlar, maddi-manevi destekleri olanlar incelenip, gözaltına alınıyor. Böylesi bir olayda öncelikli olarak; “seçimlerde başarılı olmaları için FETÖ’nün (viağrası) ile halkın arasına girerek, mahalle toplantılarında ve cemaat evlerinde, hatta onların STK’larında özel toplantılar yapanların da araştırılması önemli değil mi?
Şu anda ülkemizde yaşanan sıkıntının; Atatürk’ün ‘din ile devlet işleri birbirine karıştırılmamalı’ sözünün çiğnenmesi ile birlikte bu olaydan oy çıkarı elde etmek isteyen zihniyetin ortaya çıkardığı SIKINTI olarak görmekteyim.
Atatürk ve onunla birlikte yönetimdeki arkadaşlarına “Sarhoş!” diyen gazeteler, (10 Kasım gününde Atatürk ile ilgili tek söz yazmayan gazete), Ayrıca 13 yaşındaki kız çocuğuna tecavüzden tutuklanan “inançlı” bir gazetenin köşe yazarı, TBMM’ndeki yemin töreni sırasında Türban sorunu yaşanması nedeniyle Milletvekili Merve Kavakçı’ya destek veren gazeteci Nazlı Ilıcak. Merve Kavakçı bugün nerede, Nazlı Ilıcak nerede?
Meslek yaşamın boyunca bu meslekte Yurtsever olduğum için, farklı zihniyetteki sapıklar tarafından dışlandım. Ama her zaman benim boynum dik, onların ki ise günün birinde bükük olarak karşıma çıktılar.
Bugünlerde, Ülkemiz gerçeği ile ilgili o kadar gündeme ilişkin yazılarım var ki, gazetemizin sütunları bile yetersiz kalıyor…
“İntikam duygum yok!” Ancak, sana çektirmişlerse onlarla ilgili bilgi ve belgelerin de varsa, bu belgeleri de değerlendiren YASA’nın yetkilileri varsa açıklamak gerekir.
“Dünyadaki üç kuruşluk çıkarları için en yakınlarını satarak kasalarını dolduranları, halkla alay edip, insanları ayrıştıranları” bu sütunlarda takip ederseniz, öğrenirsiniz! Saygılarımla…
