Paranın gücünü tartışırken, bir çok maddeyi alabileceğini, insanların eylemlerini bile yönlendirebileceğini söyleyenlerle karşılarız.
Paranın alamayacaklarının da olduğunu unutmamak gerek. Sağlık alanında belli bir noktaya kadar para harcayabilirsiniz, ancak canların ortadan gitmesine engel olamazsınız.
Çin’de ortaya çıkan Covid-19 salgınının ardından ekonomik anlamda varlıklı olan ülkelerin devlet başkanları önceleri işi ciddiye almadı. Bir salgın olayı karşısında olayları ciddiye almayan devlet yöneticilerinin, halkı sevdikleri kuşkusu düşünülebilir.
Salgının seyrini kendi haline bırakmak isteyenler arasında AMD Başkanı Trump’da vardı. Ekonomisine ve kendisinin sağlıklı korunmasını düşünmüş olsa gerek, ülkesindeki ölümler karşısında davranışlarını medyadan izlemiş veya okumuş olmalısınız.
Her ne kadar korunursanız korunun, salgın hastalık veya sağlığınızın günün birinde sinyal vereceğini aklınızdan çıkarmamanız önem taşımaktadır.
O kadar parası olan, dünya ülkeleri arasında karışıklıklar oluşturan, askeri olarak gücü ile dünyanın Jandarması olmakla övünün, çevresindeki titiz koruma ve yedikleri, içtikleri ile sağlığını korumaya çalışan ABD Başkanı Trump ve eşinin de Covid-19 virüsüne yakalanıp hastaneye kaldırıldığını öğreniyoruz.
ABD’de seçimlere bir ay kala yaşanan bu olay, önümüzdeki süreçte ülkede ne gibi yeni gelişmeleri ortaya çıkaracağını göreceğiz.
Birileri cebindeki para ile belli bir süre belki işlerini yürütebilir, ancak insanlık erdeminden nasibini almamışsa günün birinde insanlardan, “insanlık dersi” aldığında yüzündeki renkleri görmek istersiniz.
Herkes kendi bildiği işi yapmalı, işini severek yapanlar etrafına çamur atmadan görevinin başında olanlar başarılı oldukları gibi, olumsuz eleştirilerle de karşılaşmazlar.
Eğitim ve öğretimdeki altyapısız sıkıntılar nedeniyle öğrencilerin karşılaştıkları sorunları görüyoruz. Okullar kapalı olduğu için çocuklarımız aile ekonomisine katkıda bulunmak amacı ile sokaklarda simit, mendil, maske ve benzeri ürünler satmaya başladı. Eğitimden uzaklaşan bu çocuklar arkadaşlık, dostluk ve öğretmenlerini özledi. İnsanlar biraraya gelerek sohbet etme, fikir alış verişinde olmaktan uzaklaşmaya başlayınca, konuşmayı unutur oldular. Düşündüklerini paylaşabilmek için biraraya gelemeyen bu insanlar aile içerisindeki sohbetleriyle aynı olayları konuşmaktan sıkıldılar, hatta bu sıkıntıları bunalıma doğru gider oldu.
Ne yapılması gerektiği gayet açıktır. Virüs tehlikesine karşı önce bireysel alanlarda önlemlerimizi almak ve kurallara ayrıntıları ile uymak olacaktır.
Halkın sağlıklı sosyal yaşamı için önlemler alınırken, baskıcı ve ceza yöntemleri kadar, diğer çözüm yolları da aynı zamanda denenmeli ve hayata geçirilmelidir.
Bir arkadaşımdan öğrendim; “Ozon cihazları, ozon lambaları” sayesinde havadaki virüsleri yokettiği yönündeki bilgiler ciddi anlamda beni düşündürdü.
Kentlerdeki elektrik lambaları, kurum ve işyerlerindeki odalar, toplu taşıma araçlarında kullanılması ile virüslerin dolaşmasına engelleyici bir buluş olduğu söyleniyor.
Bu buluşun 1800’lü yıllarda bir Alman bilim adamı tarafından bulunduğu, ancak ne hikmetse bu güne kadar geliştirilmediğini öğrendiğimde, “Dünyada silahlara harcanan paranın, yarısının canlı sağlığına aktarılması” olayı neden düşünülmediği yönüne bakmak gerekiyor.
