29 Mart, 2024, Cuma
DOLAR32.3275
EURO35.091
ALTIN2311.0
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Özyurdunda garipsen!

Gazetemizde bugün haberini de okuyacağınız Aygün ailesi’nin yaşadığı ev ortamı yürekleri sızlatmaya yetiyor.

İki yavrusu ile baraka evde kalan kadın, iki ayda bir aydığı dul maaşı ile yaşamaya çalışıyor.

Sokaktan kapıyı açıp evin girişine baktığınızda burada insanların yaşayabileceğine inanamazsınız. Ama Osmaniye Aile ve Sosyal politikalar İl Müdürlüğü’nde görevli memurlar bu evi ‘saray’ olarak görmüş olmalılar ki, İlkokula giden kız çocuğuna verilen eğitim yardımını kesmişler.

Biri 5, diğeri 8 yaşında iki çocuğu ile yaşayan kadının eşi, 5 yıl önce kanser hastalığına yenik düşmüş. Sosyal güvencesi bile olmadan yaşayan eşinin ölümünün ardından iki çocuğu ile ortada kalan kadın, Gaziantep’teki ailesinin yanına gitse de gereken ilgiyi göremeyince Osmaniye’ye gelerek kirada kalmaya başlamış.
Ev olarak yaşanan yerin giriş kapısında bir duvar saati gördüm. Osmaniye’de varlıklı olarak bilinen bir firmanın adı yazılı olan duvar saatiydi. Odaya girdiğinizde yine Osmaniye’de tanınmış bir firmanın ismi yazılı duvar saatini görüyoruz.

İki çocuklu dul kadın duvarda asılı saatlerle o iki firmanın reklamını yaptığının farkında bile değildi.

Öncelikle bu iki firma yetkililerinin duvar saatlerinde reklamlarını yaptıkları için bu aileye yardımcı olmaları gerektiğini düşündüm. Birkaç battaniye, yastık ve kuru bir odada yaşıyorlardı. Mutfak olarak ise kapının önündeki duvara tencerelerini asmışlar, gıda ürünleri de yine yerlerde tahtalar üzerine dizilmişti. Banyo olarak ise odanın bir köşesini kullanmaya çalışarak yaşama tutunmanın uğraşını veriyorlardı.

İki çocuk yanıma geldiğinde gözleri parlıyordu, umut vardı ikisinin de gözlerinde, yaşama sevincini sezdim o çocukların bakışlarında. Yaşama umutla bakan deryagülü bu çocukların içinde bulunduğu yaşam koşullarını düşündüm, ülkemizin geleceğinin gençleri olacaklardı.

Kapının önünde mutfak olarak kullanılan bölümün arkasındaki battaniyeler ve diğer eşyalar görünmesin diye büyük bir Türk bayrağı asılı duruyordu.
Özyurtlarında bu koşullarda yaşarken bile vatanlarını temsil eden bayraklarına sadık bu ailenin yaşamaya çalıştığı barakada, Suriye’den gelen konuklarımız bile kalmazlardı.

Görüntüler yürekleri sızlatırken, kız çocuğunun eğitim yardımının kesilmesi olayını anımsadım. SYDV tarafından 40 torba kömür vermişler, kömürle bu iş bitiyor muydu? Ekmeğin fiyatının bir lira, aylık elektrik ve su giderinin 100 Tl’ye yakın olduğu rakamları düşündüğümüzde, 150 Tl’de kira bedelini üzerine ekleyin ve iki ayda 500 Tl ile nasıl yaşanırmış diye düşünmeye çalışın.

Daha önceleri İlkokula giden öğrenci için ayda 590 Tl eğitim yardımı yapılırken, iki ayda bir alınan dul maaşı ile birlikte kıt kanaat geçinen bu ailenin elinden eğitim yardımının alınmasına bir anlam vermek zordu.

Komşularının yardımları ile yaşama tutunmaya çalışan Aygün ailesi, özyurdunda gariplikler içerisinde yaşarken, Suriye’den gelip Osmaniye’de yaşayan ailelere ayda ne kadar maddi yardım yapıldığını merak ediyorum.

Hani; Hz. Muhammet’in; “Komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden değildir!” sözünü dillerinden düşünmeyenler ve reklam yaparcasına Suriye’ye tırlar dolusu yardım yapanlar neredeler? Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar