Belediye başkan Adaylarının konuşmalarına baktığımızda, projelerinden kesitler alarak halkla paylaştıklarını anlıyoruz.
Projelerini anlatan projelerini bir kitapçıkta toplayan aday var mı bilemem ama, henüz benim elime böyle bir proje geçmedi.
Aday, kendi yapacaklarını, Osmaniye için yapmayı düşündüklerini anlatan bir projeden sözediyorum.
Konuşmalarına baktığımızda, her adayın sözleri bir altın değerinde diyebilirim.
Yani kim kazanırsa kazansın, Osmaniye kalkınmış.
Gelişmiş ve yaşanabilir kent olacağa benziyor.
Tabiî ki bunları adayların projelerindeki alıntıları bizlerle paylaşmasından anlıyoruz.
Adaylar projelerini bir kitapçıkta toplamış olsa, bizim de elimize ulaşmış olsa ilginç projelerini de kamuoyu ile paylaşırdık.
Dün DP Osmaniye belediye Başkan adayı emekli öğretmen-şair Lutfi Öztürk yanıma geldi.
Akyar köyümüzden, ama yıllardır Osmaniye merkezde oturuyor. Osmaniye’de seçimde iddialı olduğunu söylüyordu DP adayı Öztürk.
Projelerini anlatmaya çalıştığında ilginçlerine de rastladığımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Örneğin, Osmaniye’de trafik ışıklarını kaldıracağını söylüyordu.
Araçların trafik ışıklarında durup-kalkması halinde harcanan yakıttan sözediyordu.
Norveç’te kırmızı ışık diye bir olayın olmadığını anlatıyordu.
Osmaniye’de 300 dönümlük park projesinden sözediyordu.
10 dönümlük alana içme suyu şişeleme tesisi kurmaktan sözediyordu.
Zorkun yaylasına teleferik projesi ise şimdi tüm adayların aklında olan bir proje olduğu için bu o kadar dikit çekici gelmedi bana.
Diğer adaylarımızın da mutlaka böyle ilginç ve güzel projelerinin olduğuna inanıyorum.
Önemli olan, verilen sözlerin sağlıklı şekilde yerine getirilmesi olarak düşünüyorum.
Söz uçar, yazı kalır diye bir tümceyi anımsatmak istiyorum.
Önemli olan, verilen sözlerin yazıya dökülmesi, günü geldiğinde de halkın kendini yönetenlere bunları anımsatmada birer delil olmasıdır.
Gerilere dönüp bakıyoruz, geçmiş belediye Başkanlarının döneminde kalabilecek eserleri arıyor gözlerimiz.
Bazı Belediye başkanlarının dönemlerinde yaptıkları eserlerin bugün yerinde olmadığını da görebiliyoruz.
Oysa 1984 yılında Osmaniye belediyesine alınan bir otobüsün şu anda bile Organize Sanayi Bölgesi’ne çalıştığını görebiliyoruz.
Yine o tarihlerde yapılan turistik otelin, bugün hala Belediye hizmet binası olarak hizmet verdiğini görebiliyoruz.
Bazı Belediye başkanları da geldi geçti Osmaniye’den.
Bıraktıkları eserlerin hangisini konuşabiliyorlar diye düşünmek gerekiyor.
O eski Belediye Başkanları şimdi bile siyasetin içindeler.
İşçilerin aylarca maaş alamadığı günleri ve greve çıktıkları günleri de gördük ve yaşadık.
İşçinin greve katıldığında “işçi de, sendika da, patron da benim” diyenleri de gördük.
Osmaniye’de neler yaşanmadı ki! İşçi maaşını alamazken, evine icra gelenlerin çektikleri ızdırapları da gördük. “kartlı alış-veriş” yapma günlerini de gördük.
Umarız bu tür olumsuzlukları bir daha yaşamayız diyerek, adaylarımızın verdikleri sözleri yerine getirebilme noktasında düzenli bir çalışma ilkesi ile hareket ederler.
Birilerine farklı, birilerine farklı gözlüklerle bakmak yerine, bugün söyledikleri gibi “adil, eşit, hakkaniyetle” hareket ederler.
Bizim de Osmaniye halkının da bekledikleri; “Doğru, dürüst, yansız, yalansız bir yönetim şeklinin” uygulamaya konulmasıdır.
30 mart sonrası kazanan adaydan bunları sormak için notlarımızı alıyoruz. Saygılarımla…
Projelerini anlatan projelerini bir kitapçıkta toplayan aday var mı bilemem ama, henüz benim elime böyle bir proje geçmedi.
Aday, kendi yapacaklarını, Osmaniye için yapmayı düşündüklerini anlatan bir projeden sözediyorum.
Konuşmalarına baktığımızda, her adayın sözleri bir altın değerinde diyebilirim.
Yani kim kazanırsa kazansın, Osmaniye kalkınmış.
Gelişmiş ve yaşanabilir kent olacağa benziyor.
Tabiî ki bunları adayların projelerindeki alıntıları bizlerle paylaşmasından anlıyoruz.
Adaylar projelerini bir kitapçıkta toplamış olsa, bizim de elimize ulaşmış olsa ilginç projelerini de kamuoyu ile paylaşırdık.
Dün DP Osmaniye belediye Başkan adayı emekli öğretmen-şair Lutfi Öztürk yanıma geldi.
Akyar köyümüzden, ama yıllardır Osmaniye merkezde oturuyor. Osmaniye’de seçimde iddialı olduğunu söylüyordu DP adayı Öztürk.
Projelerini anlatmaya çalıştığında ilginçlerine de rastladığımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Örneğin, Osmaniye’de trafik ışıklarını kaldıracağını söylüyordu.
Araçların trafik ışıklarında durup-kalkması halinde harcanan yakıttan sözediyordu.
Norveç’te kırmızı ışık diye bir olayın olmadığını anlatıyordu.
Osmaniye’de 300 dönümlük park projesinden sözediyordu.
10 dönümlük alana içme suyu şişeleme tesisi kurmaktan sözediyordu.
Zorkun yaylasına teleferik projesi ise şimdi tüm adayların aklında olan bir proje olduğu için bu o kadar dikit çekici gelmedi bana.
Diğer adaylarımızın da mutlaka böyle ilginç ve güzel projelerinin olduğuna inanıyorum.
Önemli olan, verilen sözlerin sağlıklı şekilde yerine getirilmesi olarak düşünüyorum.
Söz uçar, yazı kalır diye bir tümceyi anımsatmak istiyorum.
Önemli olan, verilen sözlerin yazıya dökülmesi, günü geldiğinde de halkın kendini yönetenlere bunları anımsatmada birer delil olmasıdır.
Gerilere dönüp bakıyoruz, geçmiş belediye Başkanlarının döneminde kalabilecek eserleri arıyor gözlerimiz.
Bazı Belediye başkanlarının dönemlerinde yaptıkları eserlerin bugün yerinde olmadığını da görebiliyoruz.
Oysa 1984 yılında Osmaniye belediyesine alınan bir otobüsün şu anda bile Organize Sanayi Bölgesi’ne çalıştığını görebiliyoruz.
Yine o tarihlerde yapılan turistik otelin, bugün hala Belediye hizmet binası olarak hizmet verdiğini görebiliyoruz.
Bazı Belediye başkanları da geldi geçti Osmaniye’den.
Bıraktıkları eserlerin hangisini konuşabiliyorlar diye düşünmek gerekiyor.
O eski Belediye Başkanları şimdi bile siyasetin içindeler.
İşçilerin aylarca maaş alamadığı günleri ve greve çıktıkları günleri de gördük ve yaşadık.
İşçinin greve katıldığında “işçi de, sendika da, patron da benim” diyenleri de gördük.
Osmaniye’de neler yaşanmadı ki! İşçi maaşını alamazken, evine icra gelenlerin çektikleri ızdırapları da gördük. “kartlı alış-veriş” yapma günlerini de gördük.
Umarız bu tür olumsuzlukları bir daha yaşamayız diyerek, adaylarımızın verdikleri sözleri yerine getirebilme noktasında düzenli bir çalışma ilkesi ile hareket ederler.
Birilerine farklı, birilerine farklı gözlüklerle bakmak yerine, bugün söyledikleri gibi “adil, eşit, hakkaniyetle” hareket ederler.
Bizim de Osmaniye halkının da bekledikleri; “Doğru, dürüst, yansız, yalansız bir yönetim şeklinin” uygulamaya konulmasıdır.
30 mart sonrası kazanan adaydan bunları sormak için notlarımızı alıyoruz. Saygılarımla…
