26 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.5555
EURO34.963
ALTIN2445.5
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Öpmek ya da sevmek

Hepinizi öpüyorum desem; nereden çıktı şimdi bu, hayırdır neremizden öpeceksiniz diye aklınızdan geçecek!?

Benimkisi sadece sözün gelişi olarak biliniz. Çünkü  elinizden öpsem, belki de biraz önce kasığınızı karıştırmış olmalısınız veya elinize kirli bir para değmiştir.

O nedenle elinizden öpemem.  Ayrıca; ben bu yaşa kadar çocuklarıma bile elimi öptürmeyen biriyim.

Yüzünüzden öpmeye kalksam, suratınızın asıklığına bakıyorum ve sokaktaki tozların yanaklarınıza yapıştığını gördüğümde dudaklarıma yapışabilecekleri düşünerek öpmem!

El-etek öpmeyen birisi olarak, özcesi sizleri sadece yürekten gelen sevgi ile öpüyorum. Bunu kabullenmenizi de rica ediyorum!

Sevgi ve saygı olayında; el-etek öpmelere her zaman karşı gelmişimdir. Hele de elini öptürenlere tepki gösteren biriyim.

Düğün değil bayram değil, anan değil baban veya deden değil; ne diye eline sarılıp öpüyorsun o uzatılan eli!?

Dik duruş göster, onurlu ol ve öyle yaşa ama birilerine “gebe” kalmadan hayatını sürdürürken; “İç olmadan” bu dünyadan göçüp gittiğin konuşulsun.

Günün üç kuruşluk çıkarı için kimseden rüşvet isteme ve yaşadığın kentin gelişmesi, tanıtılması için karşılıksız olarak çalış ki, senin yurtseverliğin ve Milliyetçiliğin başkaları tarafından görülebilsin!

İnsan ilişkilerinde yaşanan olaylar karşısında “ahde vefa” denen olaylar karşısında; “Hainlik” damgası yemeden yaşamak en güzeli olsa gerek!

Dost bildiklerinin, arkadaş bildiklerinin veya güvendiğin insanların; düğün ve cenaze törenlerine katılabiliyor musun? Onların acı ve tatlı günlerinde yanlarında olabiliyor musun? Onlar nasıl senin yayında oluyorlarsa, sen de onların yanında olabiliyorsan; o zaman ben sana “İnsansın!”derim.

İnsan olmak ayrı, İnsanların inançları için kullanılan dinler arasında olduğunu söyleyip savunmak ayrı bir olaydır.

Alın teri, Emek, ekmek, yoksulluk, varsıl olmak ve paylaşmak sözleri sözlere neleri anımsatıyor?

Türkiye’de son on yılın ardından inançlara ve siyasetçilere karşı güvenin azaldığını görmekteyim.

Bu güvensizliğin mimarlarının; siyasetçiler ve din adamlarının olduğu anlamına gelmektedir.

Yaşanan olayları, yani gerçekleri “yasaklamak” ile nelerin önüne geçileceğini düşünüyorum. Bazı zamanlarda görevli Polisler tarafından bizlere; “Yayın yasağı” yazıları getirilir ve yayınlanmaması istenilen kararlar maddeleri ile birlikte anlatılmaktadır.

Bu konudaki “Yayın yasakları” çoğunlukta “Cinsel taciz- cinsel istismar” olayları ile ilgili olmaktadır.  Dün bana ulaşan “Yayın Yasağı” Çorum Cumhuriyet Başsavcılığındandı.

İki ayrı olayla veya aynı olayla “Yayın yasağı” belgesi görevlendirilen polis memurları tarafından getirilerek imza altına alınmıştı.

Yayın yasağı’nın ne olduğunu merak edenlere; “Cinsel istismar” olduğunu vurgularken, böylesi olaylar yasaklanırken haklarını isteyen; emekli, işçi, öğretmen, polis, sağlık çalışanları ve diğer emekçilerin eylemlerinde de uygulandığını gördüğümüzde; şaşkınlıklarla yaşantımızı sürdürüyoruz.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar