29 Mart, 2024, Cuma
DOLAR32.3677
EURO34.9763
ALTIN2325.0
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

O’nu, Sevdim!..

Sevdim işte dostlarım, okurlarım ve ilk kez gazetemizde köşemi okuyan herkes için söylüyorum; “O’nu Sevdim!”

Kimi sevdim biliyor musunuz dostlarım, sevdiğim insanın yaşını söylesem şaşırırsınız. İsmi ise sıradan isimler arasında olduğu için o kadar önemsemeyeceğinizi düşünüyorum.

Ancak, burada sizlerin kafalarındaki şeytanca dolaşan fikirleri birlikte yorumlamak için, biraz da ‘cadı kazanı’nı kaynatmak adına, meraklıları merakta bırakmak istiyorum.

O’nu, Sevdim!... sevdiğimi, onunla onur duyduğumu ve gelecek yaşamlarımız için önemli bir insan olacağını buradan kamuoyu ile paylaşmak istiyorum.

Buraya kadar köşemi okuyup ta, kendilerine cinsellik tahmin edenlere “çüş!”diyerek anlatmaya çalıştığım sözlerin devamına bakalım.

Bir ayakkabı boyacısıydı Oğuzhan. Henüz 14 yaşındaydı ama babası olmadığı için okul saatleri dışında parkın bir köşesinde ayakkabı boyacılığı yapıyordu.

Sırtında okulunun kitap, defter ve kalemleri bulunan çantası, önünde ayakkabı boyama sandığı ile tanıdım onu.

“Abi boyayalım mı?” diyen nazik, saygılı ve incecik sesi beni büyülemişti. Yanına oturup konuşmak istediğimde, elimdeki gazeteye gözleri takıldı. “Amca ya; elindeki gazeteyi bana verir misin, okumak istiyorum!”diye konuştu.

O anda elimdeki gazetede ilan olduğu için bir yere ulaştıracaktım, özür dileyerek ayakkabı boyacısı çocuğa verememeyi özür dileyerek  yerine ulaştırdım. Ama, ayakkabı boyacısı Oğuzhan’a da gazete getireceğimin sözünü vermiştim.

Aradan iki gün geçmişti, ben sözümde duramamıştım. Okul çıkışı ailesine ekonomik katkıda bulunabilme uğruna ayakkabı boyacılığı yapan  Oğuzhan’a uğramayı unutmuştum.

Aradan geçen dördüncü günde Oğuzhan’ın yanından geçiyormuşum ki, bir sesle irkildim; “Gazeteci Mustafa amca! Hani bana gazeteni getirecektin, ben de okuyacaktım! Unuttun mu!?”diye konuşmaya başlarken tepeden tırnağa kadar vücudum kızarmıştı.

Ben siyasetçi değilim, onlar gibi sözleri inkar etme gibi bir hareket yapmayı beceremem. Oğuzhan’ın doğru sözleri arasında önce yüzlerim kızarmıştı, ardından tüm vücuduma yayılan kızarma karşısında Oğuzhan’dan özür dileyerek  10 dakika süre istedim.

Gazete bürosuna gelerek aldığım gazetenin yanında, bir de dergi alarak Oğuzhan’ın yanına yeniden geldim. Oğuzhan sevinçliydi! Benim yeniden geleceğimi sanmıyormuş. Ne kadar uzaklığa gidip gazete ve dergiyi getirdiğimi sormaya çalıştığındı, Oğuzhan’ın başına elimi koyup; “Sen yeter ki iste delikanlı, ben Keldaz’a kadar sana okuyacağın her eseri taşıyacak kadar  senden bile gencim!”diye konuştum.

Oğuzhan, ayakkabı boya sandığının yanında aniden irkilerek  ayağa kalktı. “Mustafa amca, sen ne diyorsun ya! Bana her şey söyle ama, Keldaz deme. Çünkü,  yıllardır her yerel seçimde Belediye Başkan adaylarımız Keldaz’a Teleferik kuracaklarını söylerler, ama bunu bir türlü gerçekleştiremezler. 

Onlar, Osmaniye- Zorkun arasına teleferik yapamadılar ama, sen bana söz verdiğin gazeteyi bir de dergiyi getirdin. Sana teşekkür ediyorum ve seni çok seviyorum”dedi.

Ben de; Oğuzhan’ı çok sevdiğimi böylesi güzel bir günde okurlarımla paylaşmaktan onur duyuyorum. Saygılarımla…

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar