Dünyayı tehlike altına alan Korona virüsüne karşı önlemleri elden bırakmamak gerektiği, yetkililer tarafından sık sık anımsatılıyor.
Bu konuda bizim milletimiz biraz duyarlı olduğu kadar, duyarsızlara da rastlıyoruz.
Oysa, tehlikelere karşı önlem almak, olumsuzlukların yenilerinin gelmemesi için dikkatli olmanın yararlarını süreç içerisinde görebiliriz.
Bu ülkede cinsel taciz olayı ile ilgili yorum yapan bir Bakan’ın; “Bir kereden bir şey olmaz!”sözleri kulaklardan hala silinmiş değil.
Aynı Bakan’ın o sözleri Korona virüs için de söyleyemeyeceğinin altına çizerim!
Sağlık Bakanı’nın dünkü açıklamasına göre Türkiye’deki korona virüsüne yakalananların sayısı 18’e yükselmiş.
Umudumuz, sayının bu rakamda kalması olduğu kadar, önlemleri de ciddiye almamız öncelikli olmalıdır.
Olayı şaka gibi gören bazı insanlara rastlıyorum. Tokalaşma ve sarılma olaylarında, hala ciddiyetten uzak olanların neyin peşinde olduklarını merak ediyorum!
Sabah saatlerinde esnaflar kendi arasında konuşuyorlardı. Millet olarak özellikle el yıkama gibi temizliğe önem veren insanlar olduğumuz yönünde kendilerini oyalayan insanlara rastlıyorum.
Aynı insanlar arkadaşları ile konuşurken, öksürme olayında ağızlarını kapatmayı unuttuklarını akıllarına getirmiş olsalar.
Bu arada, yollara tükürme olaylarına da dikkat edilmesi gerektiğini anımsatmak isterim.
Topla taşıma araçlarındaki insan sayılarında azalma yaşanmaya başlandı. Halk otobüsleri birkaç yolcu ile seyir halinde olmaya başladı. Marketlerdeki ürünlerin fırsatçılar tarafından yüksek fiyattan satma olaylarına karşı önlemlerin artırılmasında geciktirilme olmamasını öneriyorum.
Bir caddeden geçerken; “Korona virüsüne karşı hazırlanmış özel içeceklerimiz bulunur!”yazısını dikkatimi çekti.
Gündemi değerlendirme de farklı esnafımızın olduğunu buradan anlayabiliyoruz.
Tehlikeler karşısında önlem alınmadığı zaman, istediğiniz kadar ilaçlar veya değişik tür içecekleri kullanın, hijyene dikkat edilmediği zaman hastalık belirtilerini kapma riski altındasınız demektir.
Milletimizin söylediği bir halk deyimi vardır; “Acı patlıcanı kırağı çalmaz!”diye.
Bu ve benzeri sözlerin ciddi anlamda değil, birileri tarafından insanları duyarsızlığa itmek olduğunun bilincinde olmalıyız.
1960’lı yıllarda Amerikan emperyalizminin Türk milletinin sağlıklı şekilde tükettiği zeytin yağı ile ilgili ortaya attığı oyunu anımsayın. Günümüzde bile TRT radyolarında söylenilen; “Zeytinyağlı yiyemem aman!”isimli türküyü bilirsiniz.
Neden zeytin yağlı yemekler yenilmezmiş! Diye düşündüğünüz oldu mu? Bu türkünün çıkış şekli ve o yıllardaki insanlarımızın elindeki zeytinyağını toptan alıp, yerine farklı yağların ithal getirilmesi olaylarını bilmeyenlere anımsatmak isterim.
Milletimizin aklına yerleştirilen; “Asılırsan İngiliz ipi ile asıl” deyimi de insanlarımıza İngiliz sevgisini yerleştirme olarak ortaya atılmış sözlerdir.
Sizler öz kültürümüz, toprağımızda kendi ürünlerimiz ile “Temizlik İmandan gelir” sözünü aklınızdan çıkarmadan sağlıklı yaşamayı ihmal etmeyin! Saygılarımla…
