Soma ilçemizdeki maden ocağında yaşanan can pazarını görüp, bildikleri halde, yürekleri nasır bağlamış duygusuzları biraz olsun insanlık adına duyarlı olmaya davet ediyorum.
İnsan olarak aramızda gezenlerin, katılaşmış yüreklerinin hiç sızlamadığını gördüğümde, onların da başlarına gelebilecek olumsuz olayları düşündüğümde yine onlar adına üzülüyorum.
Osmaniye’deki günlük yerel gazetelerimizin bazılarının duyarsızlıklarını gördüğümde üzülüyorum. Sayfalarında tek sütunu bile karartmayan, Soma faciası ile ilgili sadece gönderilen başsağlığını yayınlayan, sıradan bir olaymış gibi görerek gazetelerinde bu üzücü olaydan sözetmeyen yerel basınımızın duyarsızlığına acıyorum.
Ermeni basını bile Türkçe harflerle Başsağlığı mesajı yayınlarken, bizim Osmaniye’deki inançlı, milli basınımızın sayfalarındaki duyarsızlık seni derinden yaralıyor.
İlimizin Valisinin bile başsağlığını arka sayfada yayınlayacak kadar duyarsız olan böylesi basının bu kente bir şey vermeyeceğini bir kez daha anlıyorum.
Duyarlılık gösteren meslektaşlarıma ayrıca teşekkür ediyorum.
Devletin sedyesinin kirlenmesini istemeyecek kadar duyarlı maden işçisi ile ekmeğini toprak altında kazanma uğruna yaşamını yitirenlere duyarsız kalan ve kendilerini Medya çalışanı olarak gösterenlerin yüreklerinde birazcık olsun insanlık erdeminin olmasını ümit ediyorum.
Unutulmamalı ki, hiç kimse mezara gömülürken, serveti veya parasını yanında götüremiyor.
Unutulmamalı ki. Bu toplumda birlikte yaşadığımız insanların acı ve tatlı günlerini paylaşmadığımız sürece, hak ve hukuklarına saygılı olduğumuz sürece İNSAN olduğumuz konuşulur.
Günde 5 vakit namazını da kılsanız, Kutsal toprakkalara gidip Hac görevinizi de yerine getirseniz, Mısır’da, Suriye’de ve bir çok İslam ülkelerdeki yaşanan acı olaylara tepki için basın açıklamaları da yapsanız; birlikte yaşadığınız topraklardaki kardeşlerinizin acıları karşısında duyarsız kalıyorsanız, sizinle tartışmaya bile gerek duymuyorum.
Gün olur, SEN de ölürsün, ey takiyyeci!... Saygılarımla…
İnsan olarak aramızda gezenlerin, katılaşmış yüreklerinin hiç sızlamadığını gördüğümde, onların da başlarına gelebilecek olumsuz olayları düşündüğümde yine onlar adına üzülüyorum.
Osmaniye’deki günlük yerel gazetelerimizin bazılarının duyarsızlıklarını gördüğümde üzülüyorum. Sayfalarında tek sütunu bile karartmayan, Soma faciası ile ilgili sadece gönderilen başsağlığını yayınlayan, sıradan bir olaymış gibi görerek gazetelerinde bu üzücü olaydan sözetmeyen yerel basınımızın duyarsızlığına acıyorum.
Ermeni basını bile Türkçe harflerle Başsağlığı mesajı yayınlarken, bizim Osmaniye’deki inançlı, milli basınımızın sayfalarındaki duyarsızlık seni derinden yaralıyor.
İlimizin Valisinin bile başsağlığını arka sayfada yayınlayacak kadar duyarsız olan böylesi basının bu kente bir şey vermeyeceğini bir kez daha anlıyorum.
Duyarlılık gösteren meslektaşlarıma ayrıca teşekkür ediyorum.
Devletin sedyesinin kirlenmesini istemeyecek kadar duyarlı maden işçisi ile ekmeğini toprak altında kazanma uğruna yaşamını yitirenlere duyarsız kalan ve kendilerini Medya çalışanı olarak gösterenlerin yüreklerinde birazcık olsun insanlık erdeminin olmasını ümit ediyorum.
Unutulmamalı ki, hiç kimse mezara gömülürken, serveti veya parasını yanında götüremiyor.
Unutulmamalı ki. Bu toplumda birlikte yaşadığımız insanların acı ve tatlı günlerini paylaşmadığımız sürece, hak ve hukuklarına saygılı olduğumuz sürece İNSAN olduğumuz konuşulur.
Günde 5 vakit namazını da kılsanız, Kutsal toprakkalara gidip Hac görevinizi de yerine getirseniz, Mısır’da, Suriye’de ve bir çok İslam ülkelerdeki yaşanan acı olaylara tepki için basın açıklamaları da yapsanız; birlikte yaşadığınız topraklardaki kardeşlerinizin acıları karşısında duyarsız kalıyorsanız, sizinle tartışmaya bile gerek duymuyorum.
Gün olur, SEN de ölürsün, ey takiyyeci!... Saygılarımla…
