20 Nisan, 2024, Cumartesi
DOLAR32.5095
EURO34.7826
ALTIN2499.5
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Okumuyorsan!...

Bu sütunlarda yazdığım günlük yazılarımı sayısının kaç adet olduğunu saymadım bile.

Bundan önceki günlük gazetede başladığım “Gözışığı” köşe yazımı, elinizdeki gazetede devam ettirdiğim yazılarımla birlikte 18 yıldır günlük olarak yazıyorum.

Yazdıklarıma katılırsınız veya katılmazsınız, bu olayı kimse ile tartışacak değilim. Sadece; “Okumuyorsan, benimle tartışma!” sözü ile karşımdakine yanıt vermek isterim.

Elinizdeki kalemi dişleriniz ile dudaklarınız arasında gezdirmeniz sizin okur-yazar olabileceğini göstermez! Bir makam koltuğuna oturup, önünüze gelen evrakların içeriğini okuma zahmetinde bulunmadan, içeriğini sormak suretiyle imzalamak yetkili Müdür olmak anlamına gelebilir mi?

Okumayanla tartışmayacağımı söylemiştim! Attığınız her imzanın üzerinde yazılanları okumuyorsanız, gelecekte başınıza gelecekleri de peşin olarak kabullenmişsiniz anlamına gelir.

Okuyorsanız, çevrenizde olup biten olaylara duyarlılık gösterirsiniz! Okuyorsanız eğer, çevrenizde yaşananlara karşı olumlu-olumsuz tepkilerinizi gösterirsiniz. Okuyorsanız eğer, kul’a kulluk edercesine değil, haklı olduğunuz davada dik durur, haksızlıklara karşı tepkinizi gösterirsiniz!

Okuduklarını sadece gözlerindeki bakışları ile ‘okur gibi’ hareket edenleri ciddiye almam olası olamaz! Kalemin kılıçtan keskin olduğu halk deyimini duymuş olmalısınız! Tabiî ki okuyanlar, halk sohbetlerinde bulunanlar bilir bu sözleri!

Meslek yaşamın boyunca, kimseyi duyarsız kalmaya, uyutmaya, olaylar karşısında suskunluğa itici öneriler getirmedim. Barıştan, huzurdan, mutluluktan ve güzellikten yana olmayı önerirken, insanların üzerindeki bir takım örtülerin kaldırılmasını, üzerlerine serpilen ‘ölü toprağının’ etkisinden kurtulmalarını önerdim.

Beni anlamayanlar, birilerinin koltuk değneği olarak yaşamak isteyenler, kendi beyinlerini başkalarının akıllarına ‘ingiliz ipi ile bağlayanlar’ her zaman benim eleştirdiğim olaylar olmuştur!

Gün oldu, bu sütunlardaki yazımda bilerek görevli kişinin ismini yanlış yazdım. Bakalım okurlarımız doğruyu bana iletecekler mi diye! Ama gördüm ki bazı günlerde kimse olaya duyarlılık göstermezken, duyarlılık gösterenlerin sayıları da bazı günlerde 3 veya 5 kişiyi geçmedi.

Ne acı bir durum değil mi yaşadığımız toplumsal yaşamın içerisindeki duyarsızlık, tepkisizlik!

Sindirilmiş, susturulmaya çalışılan, tepkisizliğin ve seyretmenin rahat yaşam sayıldığı düşünülen, oysa geleceğimizin hasarlarına zemin hazırlayan yıkıntılar olabileceğini sezinleyenlerin sayıları gün geçtikçe azalıyor.

İlkokulda çocuklarımızın eline tablet verildi. Adına “Fatih projesi” denildi. Bu projedeki “Fatih” adının ne anlama geldiğini sorgulayanlarınız oldu mu? Bu projenin başlatılmasındaki amaç neydi, proje kapsamında dağıtılan tabletler nereden ve nasıl satın alınıp, hangi okullara bedava dağıtıldı?

Bu projenin uygulanmasında hangi güçlerin etkisi oldu, bu güçlerin amacı neydi? Bu projenin tanıtımı noktasında özellikle Milli Eğitim kurumlarımızı kullananlar, tanıtımlarını yapanlar, en önemlisi de mevcut iktidarla birlikte işbirliği yapanlar(!) hangi güçlerdi!?

Okumak ayrı, yönetici olmak ayrı, düşünmek ayrı, uygulamak ayrı!.. “Kandırıldık, aldatıldık!..” demekle işin içinden çıkamazsınız!... Esenlikle…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar