Öğretmen; eğitim ve öğretendir, aileden sonra çocukları en fazla gören, görüşen, konuşan ve eğitim ve öğretim veren bilge insandır.
Öğretmenin kamuoyundaki tanımı böyledir, başka türlü tanımlayanlar varsa, elbette onlara da saygı duyarım.
Öğretmen dersliğine girdiğinde ayrım yapmaz, öğrenciler arasında farkındalık oluşturucu hareketlerden kaçınmalı, kendi çocuğuna bile aynı mesafede durmalıdır.
Okulun derslikleri de, asker ocağındaki bölük veya tabur gibi düşünülmelidir. Değişik ailelerin çocukları bir odada buluşmuşlar, amaçları eğitim ve öğretim görmek olduğuna göre, öğretmenin görevi de kendisine verilen bu görevi yaparken, vatandaşın vergileri ile aldığı maaşının hakkını verme ve hak edebilme adına çalışacak geleceğimizin teminatı çocuklarımızla ilgilenmelidir.
Yukarıda saydığım olayların tersini yapan öğretmenler öğrencilerinden saygı beklemeye hakkı olmadığı gibi, veliler tarafından da tepki alabileceğini düşünmelidir!
Okullar açıldı, bazı çocuklar ilk kez evlerinden uzakta, bir derslikte tanımadıkları yaşıtları ile birlikte oturup, tanışma ortamı sağlamaya başladılar. Bir üst sınıfa geçen öğrenciler, yeni eğitim-öğretim yılında aralarına yeni arkadaşların katılması olayı ile karşılaştılar, onlarla tanışmaya ve kaynaşmaya başladılar.
Okullarımızda huzurlu, sağlıklı ve başarılı eğitim-öğretimin yapılabilmesi için önce İl Milli Eğitim Müdürü, sonrasında Okul Müdürü, son olarak ta sınıf öğretmenlerinin davranışları zinciri ile öğrencilerin geleceği ortaya çıkar.
İl Milli Eğitim Müdürü Aydın Albak’ı bundan sonraki günlerde arada bir uyaracağım. Uyarım; çocuklarımızın geleceği, okullarımızın güzel eğitimi, yöneticilerin olumsuzluklarının önlenmesi, daha doğrusu İl Milli Eğitim Müdürü’nün çalışmalarında göremediklerini anlatmak adına olacaktır.
Okulların açıldığı ilk günde henüz öğrencileri ile tam olarak tanışamayan öğretmenler, “Fotokopi” paralarını birkaç gün sonra isteyemezler mi? Aynı şekilde çocukların okula başladıklarının ikinci gününde “Temizlik parası” istenmesinin bu kadar ivediliğini anlamak istiyorum!
Bir okul Müdürünün öğrencilere yönelik konuşması ile ilgili duyum ise çok ilginç! İddiaya göre, okula yeni atanan bir okul Müdürü öğrencilere yönelik yaptığı konuşmasında; “Kız öğrencilerin başörtüsü takmalarını istiyorum, erkek öğrencilerin de kılık kıyafetlerine dikkat etmelerini istiyorum!”diye sözleri doğru ise eğer, Bu konuşma İmam-Hatip olmayan bir Ortaokulun Müdürü tarafından yapılıyorsa, burada İl Milli Eğitim Müdürü Albak’ın dikkatli olmasını öneriyorum!
Geçtiğimiz yıl yeni eğitim-öğretim döneminde bir Ortaokul Müdürü açılışta konuşurken; “Okulun idaresinin kurallarına uymayan hiçbir öğrencinin gözünün yaşına bakmadan atarım!”diye konuşması olayına tanık olmuştum.
Bu sözler okulun ilk günlerinde öğrencileri okul ve eğitim-öğretim sevgisinden uzaklaştırılır. Okul yöneticileri kendilerini “Cellat” gibi değil, anne-baba sevgisi ile çocukları sahiplenmelidir.
Milli Eğitim Müdürü Aydın Albak, şimdi benden bu okulların isimlerini isteyecektir, ama vermeyeceğim.
Çünkü Milli Eğitim Müfettişleri bundan önceki yıllardaki yazılarımda gazetemin küpürünü Okul Müdürün önüne koyup, çay-kahve sohbetinden sonra; “Gazeteci Mustafa Bardak yazdığı için geldik!”diye konuştuklarını biliyorum.
Milli Eğitim Müfettişleri görevlerini yapmak yerine, okul Müdürü ile gazeteci arasında “düşmanlık oluşturma” niyetiyle çalışıyorsa, ne yapmak gerek!
Ölüm varsa hayatta, bir hizmetin de günün birinde sonu var demektir! Önemli olan, güzel ve sağlıklı hizmetler vererek, saygı görmektir. Esenlikle kalın…
