28 Mart, 2024, Perşembe
DOLAR32.331
EURO35.056
ALTIN2283.1
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Öğretmen

   Eğitici, öğretici, uyarıcı, geleceğe yönelik yol gösterici öğretmenlerimizin günlerini kutladık.

Dün “Öğretmenler Günü”ydü. İçinde bulunduğumuz korona salgını sürecinde öğretmenlerimiz uzaktan eğitimle de olsa çocuklarımıza eğitim vermeye çalışıyorlar.

Öğretmenler denildiğinde, aile bireyleri içerisindeki kişiler kadar değer verilen, saygı gösterilmesi gerekenler olarak bilinir ve tanımlanır.

Öğretmenlik sınavlarını kazandıkları halde atama bekleyen gençlerimizi düşündüm dün sabah. Sonrasında dersliklerimizde açık olan öğretmen kadrolarını anımsadım. En önemlisi de çocuklarımızı emanet ettiğimiz o öğretmenlerin aldıkları maaşlar aklıma geldi.

Eski yıllarda öğretmenler bir siyasi parti binasının önünden bile geçmeye çekinirken, günümüzde öğretmenler siyasetin içerisine girdirilerek, hatta bazı eğitim sendikalarının siyasilerin “arka bahçesi” gibi hareketlere tanık olur olmaktayız.

Öğretmenlerin aldıkları maaşlar, ek ders ücretleri sürekli tartışma konusu olmuştur. Siyasilerin mitinglerinde sürekli duyduğumuz; “işçi maaşları iyileştirilecek, öğretmenlerin özlük hakları verilecek, emekliler daha rahat geçinebileceği maaşa kavuşacak!” sözleri, iktidara gelen siyasiler tarafından o kapak sanki bir daha açılmaz duruma getirilmektedir.

Öğretmenlerin hakkını ödemek zor olduğu kadar, ülkeyi yönetenlerinde geçmişte bir Öğretmenlerinin olduğunu biliyoruz.

Eğitim ve öğretim alanında verdikleri mücadeleler, bir çocuğu topluma kazandırmak için verilen emek ve bununla birlikte ülkenin geleceğinin teminatı olan çocuklarımızı güvendiğimiz öğretmenlerimiz.

Harf devrimi ile bir çığır açan Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitime verdiği önem, öğretmenlere verdiği değerleri de anımsıyorum.

Dün 24 Kasım Öğretmenler günüydü. Onların yaşantılarındaki sıkıntıları sadece 24 kasım günlerinde değil, yılın 365 gününde bilmemiz ve unutmamak gerektiğini anımsatmak istiyorum.

Bugün bu gazete sütunlarında yazıyorsam, kültür ve edebiyat alanında eserler veren biri olmuşsam, bunu öğretmenime borçlu olduğumu unutmam mümkün değil!

Bugün, yerel den Merkezi yönetimlerde görev yapanlara kadar her bireyin Öğretmenin eğitimleri neticesinde buralara kadar geldiklerini düşündüğümüzde, o kutsal meslek uğruna kendilerini paralayan öğretmenlere verilen “para”nın yetip yetmeyeceğini de yöneticiler hesaplayıp değerini vermesi gerekmez mi!?

Hz. Ali’nin “Bana bir harf öğretenin kölesi olurum” sözlerini anımsadığımızda, öğrenmenin ve bilmenin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.

Bir başka sözü daha paylaşmam gerekirse; 2Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu!?”

Elbette olmaz, olması da mümkün değildir. Bilmeyen ve bilgi sahibi olmadan yönetimlerin başında olanlar, ekonomik, sosyal ve siyasal alanda mutlaka hatalarla işin başında oldukları için, toplumsal barışında sağlanması zor olacaktır.

Öğretmenlerimizin günlerini kutlar, sağlıklı günler dilerim.

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar