Ülkemizdeki siyasi parti liderleri veya Milletvekili Adaylarının öfkeli konuşmaları yanında; kindar ve dinci sözlerine her zaman tepki göstermişimdir.
Yine bir seçim süreci ve oy kullanmaya yakın günlerdeyiz. Ramazan ayında bile kendilerinin koltuğunu koruma veya koltuk sevdası uğruna adayların sözlerindeki ‘yakışık almayan’ tümceleri hep birlikte dinledik.
İnsanlar kitap okumaktan uzaklaştırılıp, dokunmalı telefonlarla internet sitelerindeki ‘sosyal paylaşım sitelerinden’ yönetilmeye başlanır oldu. Eskiden insanlar, bayramlar yaklaştığında kartpostallar alır, arkasına da sevdiklerine duygularını yazarak postaya verir ve bayramlarını kutlardı.
Şimdi ise, sosyal paylaşım sitesinde okuyup anlamadan kopyalayıp-yapıştırdığı kutlamaları sevdiklerine gönderme olaylarını yaşamaktayız.
Araştırma, inceleme ve sorgulamayı unuttuk! Gördüğümüze inanır hale getirildik!
Bir ülkede tek başına iktidar düşünün, Meclis çoğunluğu ile istediği kanun maddelerini yürürlüğe koyabilme yetkisine sahip iken, bunları yapmayıp; yeni seçim öncesinde “sözler veriyor” ise eğer, buna da bu ülke insanı sorgulama yapma gereği duymuyorsa, ne demeli!?
Bu Pazar günü seçimler yapılacak, vatandaşımız sandığa gidecek. Siyasi partilerin özel araçlarının ön camlarında partilerinin baş harfleri yazılı şekilde seçmenleri evlerinden alıp oy vermeye götürecekler.
İktidar partisinin il binası önü ve çevresindeki “seçim anons minibüsü” sayılarını tahmin edebiliyor musunuz? Sadece Milletvekili ve yeniden birinci sıra adayı Mücahit Durmuşoğlu fotoğrafı bulunan 4 minibüsü park halinde yan yana gördüm.
Durmuşoğlu’nun Kadirli ilçemizde de mutlaka bir o kadar aracı bulunduğunu düşünüyorum.
Samsun’un Bafra ilçesinde Kaymakamlığa bağlı kömür yüklü kamyonun, bunaltıcı sıcakta vatandaşlara kömür dağıtması ile ilgili bir gazete haberini okudum. Bu fotoğraflı haberi okuduğumuzda; seçim öncesi ve yaz sıcağında bedava kömür dağıtımının amacını merak ediyoruz!
Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde yaşanan üzücü olayla ilgili bilgilerinizin nasıl olduğunu bilemem ama, iyi okuyup araştırmak gerektiğini söylemek istiyorum.
Olayın medyaya servisindeki başlık; “Suruç’ta AKP’lilere saldırı:3 ölü 8 yaralı” şeklindeydi. Bu haber yazılı basına böyle yansırken, TRT radyosundan da aynı haberleri dinledik.
Suruç ilçemizde yaşanan olayın gerçek ayrıntılarını da araştırmak gerekmez mi? Üzücü olayla ilgili olarak iktidar kanadından yapılan sert açıklamaları dinliyoruz, muhalefetin sözlerine bakıyoruz.
Ak Partili adayların esnaf ziyaretleri sırasında olmaması gereken olumsuz olaylar yaşanırken, buradaki olumsuz olaylarda; “kimler de silah vardı ve o silahları kullandı?” diye sormak gerekmez mi?
Olayın biraz daha ayrıntısına gitmek gerekirse, Suruç ilçemizdeki üzücü olayda yaşamını yitiren sadece Bir Ak Partili olduğu söylenirken, diğerlerinin HDP yanlısı olmasında kavganın başlama, gelişme ve bitişini de takip etmek gerekmez mi?
Olayların esnafın işyerinde başlayıp, hastanede silahların kullanıldığının doğru olup olmadığı noktasında da medyamızın doğru haberi sunması gerekmez mi?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu; “Suruç’taki olayın sebebi Muharrem İnce” diye açıklama yapıyor. Bir ülkenin İçişleri Bakanı’nın bu sözleri Savcıları harekete geçirmesi gerekir!
İnce’nin suçu; HDP’nin adayı Demirtaş’ı Cezaevinde ziyaret etmekmiş. HDP Adayı Demirtaş Devletin TRT kanalında ekrana çıkıp, siyasi seçim konuşmasına katılıyor, buna ne demeli diye sormak gerekmez mi!?
Çanakkale’de İYİ Parti’nin afişlerine saldırı düzenlendi. Afişler sprey boyalarla siyaha boyanarak bir saldırı gerçekleştirilmiş.
Bir kadın adaya tahammül edemeyen “erkek egemenliği istercesine” bir zihniyetin siyasetine ülkem adına üzülüyorum. Şunu da söylemek istiyorum; bu benim kadın haklarına saygımdan ibarettir, oy vereceğim anlamına gelmez.
Beni tanıyan bilir, bilmeyen ise nasıl sanırlarsa sansınlar! Sağlıkla kalın…
