26 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.4784
EURO34.8534
ALTIN2442.4
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Öfke kında durmaz

Öfkeliydi, bir o kadar da sinirli haliyle kendi kendine konuşarak yürüyordu kaldırımda.


Yanından gelip geçenler ve yanından geçenlerin farkında bile değildi. Öfkeliydi, bir o kadar da sinirli haliyle kendi kendine konuşarak yürüyordu kaldırımda.


Bir ara kaldırımın orta yerine konuşlandırılmış elektrik direğine vurdu kafasını. Hiçbir şey olmamış gibi direğin yanından geçerek yürümeye başladı. Bu arada kaldırımın ortasında duran direğe bir tokat atmayı da unutmadı.


Dikkatimi çekmişti bu adamın hareketleri, bir olay çıkaracak veya kendine ya da birilerine zarar vereceğini düşünerek yaklaşmak istedim. Öylesine hızlı adımlarla yürüyordu ki, arkasından yetişmekte zorlanmıştım.


Nihayet öfkeli ve sinirli haliyle kendi kendine konuşarak yürümekte olan adamın yanına yaklaştım. Elimi omzuna koyarak selam verdim. Adam benim sözlerimi ve elimin omzuna koyduğumun farkında bile değildi.


Konuşmak istediğimi söylemeye çalıştım, durdu ve tepeden tırnağa süzmeye başladı beni.


“Sen de mi, senin de mi alacağın var bende, ne istiyorsun?”diyerek gözlerimin içine bakarak konuşurken, parmaklarından diz kapaklarına kadar titriyordu.


Sakinleştirmek için neler yapabileceğimi planlamaya çalıştım, kaldırımın bir kenarına oturması için elinden tuttum, birlikte oturmayı önerdim.


Bir şeyler anlatıyordu, küfürlü konuşmalar, öfkeli hareketlerle benim söylediklerimi duymuyor gibiydi.


Kaldırımın yanında oturmak istediğimiz sırada bir otomobil geldi önümüze, neredeyse ayaklarımızı ezecek gibi kaldırıma sıfır yanaşmaya çalıştı.


O anda adam irkildi ve kendine geldi. Bu kez otomobil sürücüsüne küfür etmeye başladı. Öfkesi her saniye artıyordu, el-kol hareketleri ile öfkeli adamı sakinleştirmek olası değildi.


Biraz sakinleştirmeye kararlıydım, oturduk kaldırımın kenarına. Nüfus cüzdanını kaybetmiş birkaç yıl önce. Birileri adına şirket kurmuş, borç çıkmış adamın üzerine. Tanımadığı bir şirket ama kendisinin kimliği adına kayıtlı olduğu için ödemek zorunda kaldığını anlatıyordu.


Bu sorunla uğraşan adama bu kez de bankanın birinden noter kanalı ile yazı gelmiş. Bankaya olan borçlarını ödemesi ve haciz eşlemlerinden sözeden bir yazı.


Çalıştığı işyerinden üç ay önce çıkarmışlar. Düşüncelerini arkadaşları ile paylaştığı için, işyerinin siyasi fikirlerine ters düştüğü gerekçe gösterilmiş. İşyeri patronu gibi düşünmesinin gerektiği, yoksa kendisine orada ekmek verilemeyeceği anlatılmış.


Hasta eşi ve sakat bir oğlunun yüzüne bakamaz olmuş, eve ekmek götüremeyince, eşini hastaneye tedaviye götüremez hale gelmiş. Onların yüzüne bakamaz halde yaşarken şimdi de bu işsizlik ortamında bankanın haciz yazısı, adına kurulan şirket adamı çileden çıkarmış.


Öfkesini dindirebilmek ne kelime, adamın burnunu tutsan canı çıkacak. Öylesine soluk alıp vererek konuşuyor ki, her an kalbi durabilir diye de aklımdan geçirmiyor değilim.


Adamın anlattıkları karşısında sakinleştirmek istiyorum ama, elimden bir şey gelmiyor, sadece adamın dertlerini dinlerken yenilemiş te oluyorum.


Adamın tek isteği iş ve evine akşamları iki ekmek götürebilmek. Siyasi düşünce farklılığı nedeniyle bir insanı işten çıkarmaya takıldı kafam. Ne diyelim, insanları görüş ve düşüncelerinden dolayı ekmeksiz bırakanlara ben değil sizler ne diyorsanız onu diyebilirsiniz. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar