20 Nisan, 2024, Cumartesi
DOLAR32.5038
EURO34.7826
ALTIN2499.5
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Neye Nasıl Bakıyoruz?

(Bu sütunlardaki köşe yazılarıma 3 Şubat 2015 tarihinde VEDA etmiştim. Ama yazılarıma ara vermedim, yazdıklarımı  dosyalamıştım.

Bu yazılarımdan biri de 23 Şubat 2015 tarihindeki ‘Nereye nasıl bakıyoruz?’ başlığını taşıyordu.

O tarihte yazdığım ve bugünleri anlatmaya çalıştığım ama yayınlanmayan yazımı bugün sizlerle paylaşmak istedim.)

Son günlerde değil, son yıllarda yaşanan olaylara nasıl bakıyoruz, neler yaşadığımızı nasıl sorgulayabiliyoruz?

Gündemde Özgecan kızımızın öldürülmesi ile ilgili tepkiler var. TBMM’de Milletvekillerinin kavgaları ve yaralanmalar var.

İktidar ile muhalefet partileri adına konuşulanları dinlediğimde, memleketimin geleceği açısından kuşkulanıyorum.

Hele de devletin tepesinden gelen yorumlar, bu ülkede yaşayanlar arasında farklı algılamalara çağrı yaparcasına geliyor kulaklarıma.

Endişem var, yıllardır birlikte yaşadığımız; dili, dini, inancı, ırkını ayırt etmeden  kardeşlerimizle aramızın açılmasını isteyenlerin ekmeklerine sanki yağ sürülüyor.

Ülkemizdeki yaşananlar, algılananlar ve yapılan yorumlamaların arkasında komşu ülke Suriye benzeri olayların çıkmasına yönelik davetiyeler çıkarılmak isteniyor.

Kuşkuluyum, ülkemdeki insanların arasında ayrımlar yapılmasından. Kuşkuluyum ülkemi yönetmesi için Meclis’e gönderdiğimiz Milletvekilimin, sokaktaki çocuklar gibi tekme- tokat-yumruk kavga etmesinden.

Televizyon ekranlarında, yazılı basında Meclisteki kavganın görüntülerini gördüğümde, Osmaniye Milletvekilimizin de olayların içerisinde olması, tanıdığım bir Milletvekili olarak beni üzdü.

Ak Parti Osmaniye Milletvekili Suat Önal’ın Meclisteki kavganın içerisinde yeralması, barışcı olması gerekirken Osmaniye ilinin adının ‘kavgacı’ olarak tanınmasına neden olduğunun farkına varamayacak kadar kendinden nasıl geçtiğini merak ettim.

Üzüldüm; en çok ta sporcu, Spor gözlemcisi, aynı zamanda bir akademisyen olan Ak parti Osmaniye Milletvekili Suat Önal’ın kavgaya karışmasına üzüldüm.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün kurmuş olduğu Meclis’te bulunacaksın, bu mecliste bulunurken Sporcu kimliğin de olacak ve üstelik Mustafa Kemal Atatürk’ün; “Ben sporcunun; zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim”sözlerini anımsayacak kadar kendinden geçerek rakip siyasi partinin Milletvekiline yumruk sallayacaksın.

Osmaniye’miz adına, sporcu kimlikli bir Milletvekilimize bu olayı yakıştıramadığımı burada kamuoyu ile paylaşmak istedim.

Tarsus ilçesindeki üzücü olayda yaşamını yitiren Özgecan kızımız ile ilgili gündem değiştirilmek istendi. Tepkiler normaldi, ancak bazı anlarda dozu kaçırıldığını ileri süren olaylara ‘tuzu kuru’ bakanlar farklı yorumlar getirdi.

Türkiye’mizde; testere ile genç kızımızın kesildiği olayının yaşandığını anımsayın. Münevver Karabulut olaydan sözetmek istiyorum.

Bunun dışında basında gördüğümüz çok değişik, akıllara durgunluk veren cinayetleri anımsayın.

Yönetimin en  tepesinde olanlar, yaşanan olumsuzluklar karşısında ‘tara’ olmak yerine, ‘sağduyu çağrısı’ yapar. Ben yıllardır bunu gördüm ve yaşadım.

Tarsus ilçesindeki Üniversite öğrencisi, Özgecan Aslan’ın ölümü ile Antalya’da yaşanan ve Osmaniye’li Hüsne Aslan arasında yaşanan olay arasında bir hafta bile geçmedi.

Her iki kızımızın da soyadları aynı, kaderleri de birbirlerine benzedi. Bu tesadüf bir olay mıydı diye düşünüyorum?

Birileri çıkıyor; mini etek, birileri çıkıyor başörtüsü… birileri çıkıyor ‘inançlı gençlik’

Allah aşkına bu ülke bizim, bu gençler de bizim çocuklarımız. Başı açık olanın yaşamı ile başı kapalı olanın yaşamı arasında ‘yüreğindeki’ istek ve arzuları nasıl algılıyorsunuz?

İnançlı gençlik diye konuşanlara soruyorum; bir inançlı gazetenin köşe yazarı olan Hüseyin’i anımsayın. Soyadını vermiyorum, çünkü soyadı adının devamına yakışmayıp, insanlarımızı üzmüştü.

Ne yaptı bu inançlarımız üzerine yayın yapan yaygın basındaki köşe yazarı Hüseyin? 13-14 yaşındaki bir kız çocuğuna ‘cinsel taciz’ olayından dolayı yargılandı.

Bu olaylar yaşanırken tepedekiler susmayı yeğlerken, çağdaş giysiler içerisinde yaşayan genç kızlarımızın başına gelen olaylarla ilgili siyasi malzeme yapan konuşma yapacak kadar bu halkı ne yerine koyduklarının farkına kimler varabildi?

Bu ülkede mevcut iktidar her türlü dizginleri ile dörtnala ilerlerken, muhalefetin gözlerine bant çektiği bir ortam içerisinde halkın sefaletini göremeyenler 7 Haziran’da galip olmak yerine, karlı yolda ‘patinaj’ yapmayı sürdürürler. Saygı ile…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar