26 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.5526
EURO34.9642
ALTIN2447.8
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Neme lazımcılık

Cadde ve sokaklarda, hatta işyerlerinde, evlerimizde bile “neme lazımcı” hareketler içerisinde yaşamaya başlar olduk.

Sokakta- caddede yürüyorsunuz. Yaşlı bir insan kaldırıma çıkmaya çalışıyor, yanından gelip geçenler kolundan tutupta o yaşlı insana yardımcı olmuyor. Bir çocuk ağlıyor yolun kenarında, bir insan gelip te bu çocuğun neden ağladığını sorup ilgilenmiyor.

Bir kaza oluyor, herkes seyrediyor. Bir insan çıkıp ta Ambulans veya polis çağırmaktan bir haber yaşıyor.

Bir eksiklik, bir aksaklık veya bir tehlikeyi sezinleyenler, uyarmak gereği duymuyor.

Neme lazımcılık içerisinde yaşayanların sayılarının her geçen gün çoğaldığını sezinliyor musunuz? Eğer böylesi yaşayanları sezinlemiyorsanız, siz de “neme lazımcı” duruma düşmüşsünüz demektir.

İnsanların böylesine duyarsızlıklarına bazıları dayanamıyor, tepkilerini gösteriyor. Haksızlık veya eksiklikleri eleştirenler bu kez ‘duyarsız’ kişiler tarafından tepki görmeye başlıyor.

Ne oluyor bize, nasıl yaşamaya başladık veya nereye doğru gidiyoruz? Eleştirdiğimiz eksiklik veya hatalar karşısında, bize yöneltilen tepkiler, “muhalefetlik yapıyorsunuz?”şeklinde oluyor.

Eleştiri yapanlar aslında sağlıklı yaşamı, huzurlu toplumu isteyen kişilerdir. Eksik veya aksaklıklara karşı duyarsız kalanlar ise, sustukları ve tepkilerini göstermedikleri için oluşan veya oluşabilecek olumsuzluklara katkıda bulunduklarını anlamalıdır.

Sadece duyarsız insanların mı sayıları çoğalıyor? Bu sütunlarda birkaç kez gündeme getirip yazdığım bir olayı yine okurlarımla paylaşmak istiyorum. ‘selam verme-selam alma’konusuna bir kez daha değinmek istiyorum.

Karşınızdan gelen bir insana selam veriyorsunuz, bön bön yüzünüze bakıyor, selamınıza yanıt bile vermeyenler olabiliyor.

Birine selam veriyorsunuz, “beni tanıyor musun, nereden tanışıyoruz da bana selam veriyorsunuz?”diyenlere bile rastladığım olmuştur.

Çalışan bir işçiye ‘kolay gelsin’diyorsun, yanından geçerken, sanki ‘bu adam bana ne diye kolay gelsin dedi? Beni nereden tanıyor?”dercesine arkanızdan bakmaya başlıyor.

Birine ‘kolay gelsin’demek sanki tanımak gereği varmış gibi bir yaşam biçimine rastlanmaya başlıyoruz.

İnsan ilişkileri, birbirleriyle barış ve huzur içerisinde yaşayabilmenin önemli olaylarının başında selamlaşma, konuşma ve kaynaşma gelir. Bizler her geçen gün kaynaşma, tanışma ve konuşma olaylarında yozlaşma içerisine doğru sürükleniyoruz.

Neden böyle oluyor, toplumsal yaşantılarımız nereye doğru gidiyor diye insanlar kendilerini sorgulaması gerekiyor.

İnsanlar yaşantılarında ekonomik çıkarları, yani ‘parayı’ ön plana çıkarır konuma geliyorlar. Samimiyet, huzurlu yaşayabilme, selamlaşma, dertleşme olayları azalmaya başlarken, insanlar birbirlerine karşı ‘garip bakışlar’ içerine giriyor. Durum böyle olunca da insanların ‘inançları- dini değerleri de’ yozlaşmaya doğru gidiyor. Orta yaşın altındaki insanlarımızda özellikle yukarıda saydığım olayları görünce geleceğimizin ‘mutlu insanlarını’ merak ediyorum. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar